| Evliyanın en büyüklerinden Yusuf-i Hemedani “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün sohbetinde;- Yaratılış gayemiz, Rabbimize ibadet etmektir, buyurdu. Nitekim âyet-i kerimede mealen; (İnsanları ve cinleri, yalnız ibadet etmeleri için yarattım) buyuruldu.
 
 Sordular:
 - İbadet ne demektir efendim?
 - İbadet, kalbin ve ruhun kırıklığı, kendini aşağı bilmesidir. İnsanın yaratılması, kendini hakir bilmesi, aşağı görmesi içindir.
 
 Ve devam etti:
 - Bu dünya, Müslümanların ahiretlerine, yani Cennetteki nimetlerine göre, bir zindan gibidir. Müslümanların, bu zindanda zevk ve safa aramaları, akla uygun olmaz. O halde, dünyada eziyet, sıkıntı çekmeye alışmak lazımdır.
 
 Şöyle bağladı:
 - Velhasıl burada mihnetlere katlanmaktan başka çare yoktur.
 
 İslamiyet nereden öğrenilir?
 
 Bir gün de bazı sevdiklerine;
 - İyilik edene teşekkür lazım olduğunu akıl da, İslamiyet de göstermektedir, buyurdu. Şükrün derecesi, gelen nimetlerin miktarına bağlıdır. Nimet, ne kadar çok ise, Şükretmek lüzumu da çok olur.
 
 Şöyle devam etti:
 - Görülüyor ki, zenginlerin, zenginlik derecesine göre, fakirlerden daha çok Şükretmesi lazımdır. Bunun içindir ki, bu ümmetin fakirleri, zenginlerinden beşyüz sene önce Cennete girecektir.
 
 Sordular:
 - Şükretmek nasıl olur efendim?
 - Allahü teâlâya şükredebilmek için, önce Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiğine uygun bir iman ve itikat edinmek lazımdır. Çünkü, Cehennemden kurtulan, yalnız bu fırkadır.
 
 - Sonra efendim?
 - İtikadı düzelttikten sonra, İslamiyet’e uygun hareket etmelidir. İslamiyet’i de, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından öğrenmelidir.
 
 |