Evliyayı kiramdan Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı sevdikleri;
- Efendim, Allah dostlarını, Evliya zatları aramamız lazım mı? diye sordular.
Cevaben;
- Evet, buyurdu. Bunu aramayı Allahü teâlâ emrediyor. Kur’an-ı kerimin Maide suresinde; (Vesile arayınız!) buyuruyor. Burada Vesile’den murat, Ehl-i sünnet âlimleridir. Böyle bir âlimi tanımak, veya kitaplarına kavuşmak, dünya ve ahiret nimetlerinin en kıymetlisidir.
Ve ilave etti:
- O halde, onu sevmek, hem bu nimete vesile olduğu, hem de Allahü teâlânın sevgili kulu olduğu için, çok lazımdır ve insanın birinci vazifesidir.
Ve altını çizdi:
- Hakiki vesileye kavuşmak, en büyük saadettir ve Onu aramak birinci vazifedir.
Sordular:
- Böyle zatlar her zaman var mıdır efendim?
- Elbette. Böyle kıymetli zatlar, kıyamete kadar mevcuttur. O, halis olan taliplere kendisini tanıtır, ama düşmanlardan, ahmaklardan saklanır.
Hele namazda okunursa
Bir gün de bazı sevdikleri;
- Bize Kur’an-ı kerim okumanın faziletinden bahseder misiniz efendim, dediler.
Cevaben;
- Kur’an-ı kerim okumak çok sevaptır, buyurdu. Hadis-i şerifte; (Ümmetimin yaptığı ibadetlerin en kıymetlisi, Kur’an-ı kerimi, Mushafa bakarak okumaktır) buyuruldu.
Ve devam etti:
- Kur’an-ı kerim okumanın en efdali, namazda okumaktır. Nitekim hadis-i şerifte; (Namazda okunan Kur’an, namaz dışında okunan Kur’andan daha hayırlıdır) buyuruldu.
Ve ilave etti:
- Hazret-i Ali “radıyallahü anh” bu hususta; (Namazda, ayakta iken okunan Kur’anın her harfi için yüz sevab verilir) buyuruyor.
|