Evliyanın en büyüklerinden Kâdî Muhammed Zâhid “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün namazdan sordular. 
 
Cevaben; 
- Namaz, bu dinde nefes almak gibidir, buyurdu. 
 
Ve ekledi: 
- Namazı bilerek terk etmek, büyük günahtır. Hemen kaza etmek lazımdır ki, bu da farzdır. 
 
Sözüne devamla; 
- Farz namazı, özürsüz, yani İslamiyet’in gösterdiği sebep olmadan vaktinden sonra kılmak, büyük günahtır. Bu günah, kaza edince affolmuyor. 
 
Sordular: 
- Başka ne lazım efendim? 
- Kaza ettikten sonra, ayrıca tövbe veya hac etmek de lazımdır. 
 
Ve daha açıkladı: 
- Kaza kılmadan tövbe edilirse, terk etmek günahı affolmadığı gibi, tehir günahı da affolmaz. 
 
- Neden efendim? 
- Çünkü, tövbenin kabul olması için, günahtan sıyrılmak şarttır. 
 
Müslüman demek… 
 
Bir gün de namazın ehemmiyetini anlatırken, 
- Kardeşlerim, düşman karşısında, bir farz namazı kılmak mümkün iken, terk etmek, yediyüz büyük günah işlemiş gibi günahtır, buyurdu. 
 
Ve ekledi: 
- Müslüman demek, “beş vakit namazını kılan insan” demektir. 
 
Sordular: 
- Namazı kazaya bırakmak için özür yok mu efendim? 
- İki özür var. 
 
- Onlar nedir efendim? 
- Biri uyumak, öbürü unutmaktır.
   |