Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > İçinde gıybet edilen ev, neye benzer? > Bir beddua etseniz de
Bir beddua etseniz de
Maruf-i Kerhi hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir gün Dicle kenarında bazı talebeleriyle oturuyordu ki, o sırada bir kayık peyda oldu ilerde.

İçinde bir kaç genç bir araya gelmiş, içki içip taşkınca saz çalıp yaygara yapıyorlardı.

Talebeler çok üzülüp;
- Efendim şunlara bakın. Ne iğrenç halleri var. Bir beddua etseniz de boğulup gitseler şu suda, dediler.

Maruf-i Kerhi hazretleri onlara;
- Beddua değil, dua edelim, buyurdu.

Ve ellerini açıp;
- Yâ Rabbi, şu kulların şimdi nasıl neşelilerse, öldükten sonra da böyle neşelendir, diye yalvardı.

Hikmeti nedir?

Talebeler şaşkınlık içinde;
- Böyle dua etmenizin hikmeti nedir efendim? dediler.

Ve neticesini beklediler.
Gördüler ki, kayıktakiler Maruf hazretlerini “rahmetullahi aleyh” uzaktan görünce, bir anda kestiler seslerini.

Şarap şişelerini ve sazlarını kırdılar.
Ve titremeye başladılar korkularından.

Kıyıya yanaşınca, huzuruna koşup;
- Özür dileriz, bizi affedin efendim, dediler.

Sonra da huzurunda tövbe edip, talebesi olmakla şereflendiler.

İslam’a hizmet

Bir gün de huzuruna bir genç geldi ve
- Hocam, ben dinime hizmet etmek istiyorum, diye arzetti.

Cevaben;
- Çok iyi evladım, buyurdu. Mübarek olsun. İnsan neyi isterse, cenâb-ı Hak onu ona nasib eder.

Genç sevindi.
- Nasib eder değil mi efendim?
- İnşallah. Yeter ki sen iste evladım. Ama niyetin halis olsun. Peygamberimiz “aleyhisselam”; “Müminin niyeti, amelinden hayırlıdır” buyuruyor.

www.gonulsultanlari.com