Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > İçinde gıybet edilen ev, neye benzer? > Her içişte başka tad
Her içişte başka tad
Süfyan-ı Sevri hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” sevdiği bir genç şöyle anlatıyor:

Bir seher vaktinde, zemzem kuyusunun yanında bulunuyordum ki, biri gelip su içti ve birazını bırakıp gitti.

Kalanını ben içtim.
Badem ezmesi gibi tadı vardı.

Yüzü örtülü olduğundan kim olduğunu bilemedim.
Yine bir seher vakti aynı kişi geldi, su içti ve kalanını bırakıp gitti.

Kalanını içtiğimde, bal şerbeti tadını hissettim suda.
Üçüncü gün, aynı kişi su içip gitti.

Kalanını ben içtim.
Şekerli süt gibiydi lezzeti.

Bu halleri görünce, Onun kim olduğunu merak ettim.

Bir daha geldiğinde, eteğinden tutup;
- Siz kimsiniz efendim? diye sordum.

Cevaben;
- Adım, Süfyan-ı Sevri'dir. Ama bunu kimseye söyleme, buyurdu.

Asıl hastalık

Bir gün nasihat istediler bu zattan.

Cevaben;
- Bir kalbde hastalık varsa, o kimse Rabbini bırakıp, insanlara meyleder, buyurdu. Bu kalbi hastalıktan kurtarmak için de bir Veli sohbeti lazımdır.

Ve izah etti:
- Çünkü Velilerin “rahmetullahi aleyhim” kalbinde dünya hırsı olmaz. Onlar, yer yüzünde gönül mütehassıslarıdır. Onların sohbetine devam eden, kalb hastalıklarından kurtulur.

Şöyle devam etti:
- İnsanın bedeninde bir hastalık olunca hemen bir doktora koşar, o hastalığı iyi etmeye uğraşır, değil mi?

- Evet efendim.
- Ama kalbi hastadır, bunu hiç dert etmez.

- Kalb hastalığı nedir ki efendim?
- Dünya sevgisidir. Kalbi hasta olana günahlar tatlı gelir.

- Çaresi ne hocam?
- Çaresi, Evliya sohbetidir. Onlar yoksa, onların kitaplarını okumaktır.

www.gonulsultanlari.com