Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > İstişare eden mahrum kalmaz > Sihirbazın sonu
Sihirbazın sonu
İmam-ı Ali Naki hazretleri “rahmetullahi aleyh” zamanında, Hindistan’dan bir sihirbaz gelmişti o memlekete.

Acayip gösteriler yaparak, halkı güldürüyor veya hayrette bırakıyordu.

Bu zatı çekemeyenler o sihirbaza;
- Burada bir kimse var ki, herkes ona çok itibar ediyor. Eğer onu mahcup edebilirsen, sana bin altın veririz, dediler.

Sihirbaz;
- O iş kolay, dedi. Siz onu yemeğe çağırın. Gerisini ben hallederim.

Yemeğe davet ettiler bu büyük Veli’yi.
Kabul edip teşrif etti.

Sihirbaz da gelip oturdu sofraya.
Büyük Veli, Bismillah deyip elini ekmeğe uzattı.

Tam bu sırada sihirbazın sihriyle ekmek havalandı sofradan.

Gülüştüler ama…

Sofrada bulunanlar, kahkahalarla gülüştüler.
Ama Allah dostu üzülmüştü.

Bir divan yastığında, aslan resmi vardı ki, büyük Veli o resme hitaben;
- Şunu yut! diye emretti.

Resim anında canlanıp, saldırdı sihirbaza.
Ve parçalayıp yuttu.

Sonra o kimselere dönüp;
- Bir Allah düşmanını, bir Hak dostuna musallat etmeyin ki, siz de böyle bir belaya çarpılırsınız, buyurdu.

Asıl marifet nedir?

Bu zat, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, Allahü teâlâ, kullarını bazı şeylerle imtihan eder. İmtihanı kazananlar Cennete girer, buyurdu.

- İmtihan nasıl kazanılır efendim? dediler.
- İnsanlardan gelen sıkıntılara sabretmekle, buyurdu. Ama bu da yetmez.

- Başka ne lazım efendim?
- Asıl marifet, o insanlara ayrıca gül demeti sunabilmektir.

- Ama bu, çok zor hocam.
- Evet zor. Ama zoru yapabilenler kazanır imtihanı.

www.gonulsultanlari.com