Gönül Sultanları.com >  Alim ve Evliyaların Alfabetik Listesi > A > Adiyy bin Müsafir > Kurtulmak istiyorsan
Kurtulmak istiyorsan
Adiyy bin Müsafir’le bir Müslüman, bir kere,
Birlikte çıkmışlardı uzunca bir sefere.

Bir çeşmenin yanına gelince lakin onlar,
Hem a’ma, hem kötürüm bir gence rastladılar.

Adiyy bin Müsafir’in yanındaki Müslüman,
O gence acıyarak, düşündü ki o zaman:

Bu evliya, bu gence bir dua etse şayet,
Bi-iznillah bir anda, bulur sıhhat, afiyet.

Onun düşüncesini anlayıp o büyük zat,
Buyurdu ki: (Ederim, bir şartım vardır fakat.

Rabbimiz de, bu gence şifa verir, bilesin.
Lakin benim sırrımı, ifşa eylemeyesin.)

Dedi: (Peki efendim, söylemem hiç kimseye.)
O zaman o veli zat, kalkıp gitti çeşmeye.

Abdestini alarak, bir müddet kıldı namaz.
Sonra da el kaldırıp, etti dua ve niyaz.

Sonra kalkıp, eliyle genci sıvazlayarak,
Buyurdu ki: (Allah’ın izni ile haydi kalk!)

Genç, ayağa fırladı o anda sapa sağlam.
Gözleri de açılıp, sıhhate kavuştu tam.

O velinin duası ve Allah’ın izniyle,
Bir anda, o dertlerden kurtuldu tamamiyle.

Bir gün de, bir grup halk, ona gelip topyekün,
Dediler: (Bir keramet gösterin bize bu gün.)

Buyurdu: (Öyle zatlar vardır ki ey insanlar!
Bir işaret etseler, birleşir karşı dağlar.)

Adiyy bin Müsafir’in bu sözü üzerine,
O dağlar birleşerek, ayrıldı tekrar yine.

Sonra da buyurdu ki: (Vardır ki bazı zatlar,
Bir sözüyle, secdeye kapanır şu ağaçlar.)

O böyle söyleyince, gördüler ki cümle halk,
Ağaçlar secde etti, birden yere yatarak.

Buyurdu ki: (Bu dünya, imtihandır ey insan!
Ve aldatmak istiyor seni nefis ve şeytan.

Allah korkusu ile titresin her an kalbin.
Zira Ona malumdur her düşüncen ve halin.

Mala mağrur olma ki, ayrılır senden elbet.
Sakın gafil olma ki, ecel gelir akıbet.

Ölümü, bir an bile çıkarma ki yadından,
O, seni adım adım takib eder ardından.

Önemli nasihatim şudur ki bir tek sana:
Şefkat ve merhametle davran her bir insana.

Resulün ahlakıyle tezyin et ahlakını.
Dikkat et, üzerine geçirme kul hakkını.

Eğer İslamiyet’e uymaz ise amelin,
Yarın mahşer gününde, geçmez hiç mazeretin.

İncitme aileni, bilakis ona acı.
Yoksa, Peygamberimiz olur senden davacı.

Kurtulmak istiyorsan Cehennem ateşinden,
Uzak dur büyük küçük, günah olan her işten.

Çünkü yarın girersen, Cehennem ateşine,
Düşersin çok büyük bir pişmanlığın içine.

Sızlansan da, çıkmaya bulunmaz bir kolaylık.
Zira olan olmuştur, çaresi yoktur artık.

Öyleyse, ahirette pişman olmamak için,
İslam’ın ahkamına uygun olsun her işin.)


Azaptan kurtardı

Bu büyük zat, birini alıp bir gün yanına,
Ziyaret maksadıyle, gitti bir kabristana.

Bir mezarın başında duraklayıp bir müddet,
Buyurdu ki: (Bu ölü, istiyor bizden medet.

Zira kabir azabı içindedir bu mevta.
Dua etmemiz için, yalvarıyor adeta.)

Yanındaki o kişi, o kabre baktı bir an.
Gördü ki, o mezardan çıktı siyah bir duman.

Bu veli, o mezara yaklaşıp biraz daha,
Af edilmesi için, dua etti Allah’a.

O dua eyleyince, önceki siyah duman,
Dağılıp, birden bire gaib oldu ortadan.

Sevinip buyurdu ki: (Çok şükür, cenâb-ı Hak,
Bunun günahlarını, affetti tam olarak.

Günahından ötürü azaptayken az önce,
Kurtulup, halas oldu şimdi dua edince.)

Sonra, ona ismiyle seslendi: (Ey Hüseyin!
Bizzat sen haber ver ki, nasıldır şimdi halin?)

Kabirden ses geldi ki: (Ey Adiyy bin Müsafir!
Kaldırıldı azabım, halim gayet iyidir.)

Bir gün de, birisiyle çıkmış idi sefere.
Geldiler biraz sonra, çok dikenli bir yere.

Yok idi ayakkabı mübarek ayağında.
Yoldaşı bunu görüp, çok üzüldü yanında.

Düşündü ki: Varken benim ayakkabılarım,
Yine de, dikenlerden rahatsız ayaklarım.

Bu mübarek zat ise, yürüyor yalın ayak.
O nasıl incinmiyor, ediyorum çok merak.

O anda, açtı Allah onun gönül gözünü.
O gözle baktığında bildi işin özünü.

Gördü ki, ayakları, etmiyor yere temas.
Nurdan bir şey üstünde ilerliyor o esas.

www.gonulsultanlari.com