Gönül Sultanları.com >  Alim ve Evliyaların Alfabetik Listesi > E > Ebul Vefa > Tanıdın mı bu yeri?
Tanıdın mı bu yeri?
SEYYİD EBÜL VEFA
rahmetullahi aleyh


Evliyânın büyüklerinden olup seyyiddir. Künyesi Ebü'l-Vefâ, ismi Muhammed, lakabı Tâc-ül-Ârifîn'dir. Seyyid Ebü'l-Vefâ 1026 (h. 417) senesinde, Irak'ın Kusende denilen mevkiinde dünyâya geldi. 1107 (h. 501) senesinde, seksen dört yaşında iken Bağdat'ta vefât etti.

Seyyid Ebü'l-Vefâ, kerâmet ve hârikada asrının reîsiydi. Zamânın birçok âlimleri ondan istifâde etti ve feyz aldı. Binlerce talebesi vardı.

Evliyanın büyüğü, Esseyyid Ebül Vefa,
(Tac-ül arifin) diye, ün saldı her tarafa.

Babası da o zaman, büyük evliyadandı.
Hastalanıp, eceli geldiğini anladı.

Hanımını çağırıp, buyurdu ki: (Ey hanım!
Öyle zannederim ki, yakınlaştı vefatım.

Benden sonra, bir çocuk getirirsin dünyaya.
Bu çocuk büyüyünce, olur büyük evliya.

Henüz doğmadan önce, görülür kerameti.
Sayesinde, çok insan bulurlar hidayeti.)

Bu vasıyeti yapıp, ayrıldı bu dünyadan.
Bir ay sonra, köy halkı, göç ettiler oradan.

O hanım da toplanıp, gitmişti o halk ile.
Bir bostan kenarında, mola verdi kafile.

Birkaç kişi, izinsiz bir kavun kopardılar.
Kesip, kervan halkının hepsine dağıttılar.

Verdiler bir parça da, bu zatın zevcesine.
Yedi, lakin bir ağrı saplandı midesine.

Sonra istifra edip, çıkardı yediğini.
Hatırladı beyinin en son vasiyetini.

Düşündü ki: Bilmeden yedim haram kavunu.
Oğlum, kerametiyle çıkarttı bana onu.

İki ay geçmişti ki, bu hadiseden sonra,
Hazret-i Ebül Vefa, teşrif etti dünyaya.

O sene Ramazanda, henüz iki aylıkken,
Gündüzün, annesinden süt emmezdi katiyen.

Yürüyecek bir yaşa gelince Ebül Vefa,
Yolculuğa çıktılar, annesiyle bir defa.

O bostanın yanından geçerlerken ileri,
Sordu ki: (Anneciğim, tanıdın mı bu yeri?)

(Tanımadım) deyince, dedi: (Siz, bir seferde,
Yorulup, biraz mola vermiştiniz bu yerde.

Bazısı, bu bostandan kavun çalıp kestiler.
Herkes ile birlikte, sana da yedirdiler.

Onun çalındığını, gerçi sen bilmiyordun.
Yedin, lakin karnında şiddetli ağrı duydun.

O zaman, ben vermiştim o ızdırabı sana.
Zira haram bir lokma girmişti boğazına.

Sonra ben, iki aylık bebek idim ki henüz,
Senden süt emmez idim, Ramazanda hiç gündüz.

Sen beni hasta sanıp, üzülüyordun içten.
Lakin akşam içince, gülüyordun sevinçten.)

Annesi, hayret ile sordu ona: (Ey oğlum!
Bunları ne bilirsin, ben zor hatırlıyorum.)

Dedi ki: (Anneciğim, Rabbimiz verdi haber.
Zira cenâb-ı Hakkın, her şeye gücü yeter.)

www.gonulsultanlari.com