Resulün emri ile, hemence Müslümanlar,
Mekke'den hicret edip, Medine'ye vardılar.
Mekke'de kaldı yalnız, o Resulü mücteba.
Hazret-i Ebu Bekir ve Aliyyül Mürteza.
Sonra, fakir ve hasta, ihtiyar biçareler,
Ve bir de, müşriklerin hapsettiği kimseler.
Müşrikler, bu durumda telaşlandılar gayet.
Dediler: (Muhammed de, hicret edip nihayet,
Medine'de, bir İslam devleti kurar ise,
Kuvvetlenip saldırır sonra üzerimize.)
Buna bir tedbir için, bir araya geldiler.
Bu hususu görüşüp, istişare ettiler.
İhtiyar kılığına girerek şeytan dahi,
Bu fesat güruhuna, katıldı bizatihi.
O, bu konuşmalara, en sonda olup dahil,
Dedi: (Bu tekliflerin, hiçbiri çare değil.
Çünkü bu güler yüz ve tatlı dil var ki onda,
Aldığımız her tedbir, bozulur en sonunda.)
Ebu Cehil dedi ki: (Öyle ise biz hemen,
Birer kişi seçelim, gelin her kabileden.
Bu gece, hanesinin etrafını sarsınlar.
Kılıç vurup, kanını yerlere akıtsınlar.)
Şeytan bunu beğenip, mesrur oldu gayetle.
Hemen teşvik eyledi bu fikri hararetle.
Cibril, bunu Resule haber verdi anında.
Dedi ki: (Yatmayasın bu gece yatağında.)
Resulullah, hazret-i Ali'ye geldi hemen,
Buyurdu ki: (Ya Ali, hicret edeceğim ben.
Sen yat benim yerime, bu gece yatağımda.
Hatta ört üzerine, şu benim hırkamı da.
Hatırını kavi tut, endişe etme zinhar.
Zira sana onlardan, asla gelmez bir zarar.)
Yattı hazret-i Ali, Resulün yatağına.
Hiç korku ve endişe, getirmedi aklına.
Hazret-i Cebrail'le, Mikail'e, o zaman,
Şöyle bir emir geldi, Hak teâlâ katından:
(Bu gece, aslanımın yanında bulununuz!
Onu, düşmanlarının şerrinden koruyunuz.)
Geldi Cibril-i emin, durdu tam başucunda.
Bekledi Mikail de, gelip ayak ucunda.
Resulün çıkmasını beklerken gece küffâr,
Biri gelip sordu ki: (Burda ne işiniz var?)
Dediler: (Muhammed'i bekliyoruz şimdi biz.
Çıkar çıkmaz saldırıp, hemen öldüreceğiz.)
Dedi: (O, çıkıp gitti bir şeyler okuyarak.
Hatta saçtı o size, bir avuç kum ve toprak.)
Kâfirler bunu duyup, hücum etti anında.
Gördüler, Ali yatar Resulün yatağında.
|