Gönül Sultanları.com >  Alim ve Evliyaların Alfabetik Listesi > İ > İmam-ı Rabbani > Pişman olmamak için
Pişman olmamak için
İmam-ı Rabbani ki, Hakkın bir evliyası.
Sözleri, temizlerdi kalbden kiri ve pası.

Bir gence mektup yazıp, buyurdu ki: (Evladım!
Her gün yaklaşıyoruz ölüme adım adım.

Bir kul ki, hep günahla geçirirse ömrünü,
Ne özür ve bahane bulur o mahşer günü?

Bir kul, Yaradanına ederse her gün isyan,
Yarın mahcub olmaz mı, mahşer günü o insan?

Ömrünü, hep günahla geçirirse, sonunda,
Nasıl cevap verir o, Rabbinin huzurunda?

Daha, ne güne kadar böyle gaflet olacak?
Kulaklardan bu pamuk, ne vakit atılacak?

Ey oğlum, sözlerime kulak ver, dinle iyi.
Bir gün kaldıracaklar gözlerden bu perdeyi.

Ve yine çok yakında, gelecek ki bir zaman,
Bu gaflet pamuğunu atarlar kulaklardan.

Fakat hiç faidesi olmayacak bunların.
Bilakis bir pişmanlık olacak ona yarın.

Ölüm uyandırmadan, uyanalım ki şu an,
Yüzümüz ak olarak verelim Allah’a can.

Öyle yaşamalı ki, kul bu kısa ömründe,
Mahcubiyet olmasın, yarın Mizan önünde.

Ahirette kurtulmak için de yine evlat,
Edinmeli dosdoğru bir iman ve itikat.

İman doğru olmadan, kurtuluş olmaz asla.
Hem dahi amelleri, yapmalıdır ihlasla.

Tasavvufa girmekten, şudur ki asıl maksat.
Görmüş gibi kuvvetli olsun iman, itikat.

Düşünüp işiterek ele geçen o iman,
Bularak, anlayarak hasıl olur o zaman.

Tasavvufa girmenin, ikinci faidesi,
Temizlenir pislikten hem nefs-i emmaresi.

Bütün ibadetlerin yapılması, o zaman,
Güç olmayıp, bilakis olur kolay ve asan.

Nefisten hasıl olan isteksizlik, atalet,
Gidip, onun yerine zevkli gelir ibadet.

Haramlar, nefse önce gelirken tatlı, şirin,
O zaman tam aksine, gelir fena ve çirkin.

Önce, hiç istemezken ibadet eylemeyi,
Şimdi, her bir ibadet, gelir tatlı ve iyi.

Bütün bu üstünlükler, sohbetle olur hasıl.
Sahabe, bir sohbette olurdu buna vasıl.

Onlar, Resulullahı görmekle bir kerecik,
Hikmet konuşurlardı bir anda hemencecik.

Onların, o bir anda çıktıkları noktaya,
Yıllarca çalışsa da, çıkamaz bir evliya.

Gelen vahyi, meleği görmüştü çünkü Eshab.
Resulün sohbetiyle olmuşlardı şerefyab.

Bir avuç arpa ile, bir tasadduk yapsalar,
Bundan, öyle çok sevap alırdı ki o zatlar,

Başkaları, dağ kadar altını verse bile,
Yine de pek az kalır, o sevaba nisbetle.

Arkadaş, dost idiler onlar Resulullaha.
Bundan daha şerefli bir nimet var mı daha?

www.gonulsultanlari.com