Sehl ibni Abdullah ki, evliyadan, büyük zat.
Bir kişi, kendisinden istedi bir nasihat.
Dedi: (Helal yemektir dinimizin esası.
Zira haram yiyenin, kabul olmaz duası.
Hem dahi bir Müslüman, haramdan yerse eğer,
Onun yedi uzvu da, Allah'a isyan eder.
Helalinden yer ise bir Müslüman da şayet,
Onun yedi a’zası, yapar halis ibadet.)
Bir başkası, nasihat istedi kendisinden.
Buyurdu ki: (Kardeşim, din, edeptir tamamen.
Kimler ki, hiç edepten nasip alamamıştır.
Onlar, Hak teâlâya vasıl olamamıştır.
Allah'a, Peygambere, sonra ana-babaya,
Aileye, evlada, komşu ve akrabaya,
Hepsi ile ilgimiz olduğuna göre hep,
Göstermek gerekiyor hepsine ayrı edep.
Eğer Rabbine karşı edepliyse bir insan,
Ondan hayâ ederek, yapamaz günah, isyan.
Resulullaha karşı edepliyse bir kişi,
Sünnet-i seniyyeye uygun olur her işi.
Onun beğenmediği bir işi yapsa şayet,
Resule edepsizlik yapmış olur o elbet.
Zaten Resulullahın en büyük mucizesi,
Güzel edebiydi ki, cezbederdi herkesi.
Ana babaya karşı gösterirse kim edep,
Onların rızasını kazanmaya bakar hep.
Sert söylemez onlara, incitmez kalblerini.
Yapar, günah olmayan bütün emirlerini.
Arkadaşlara karşı edep de mühimdir pek.
Haşin davranışlardan şiddetle kaçmak gerek.
Arkadaşın ismini, duvarda görse eğer,
Önünü ilikleyip, önünden öyle geçer.
Arkadaşa bu edep yapılmazsa bir kere,
Edepli olunamaz Allah ve Peygambere.
Edepsizlik, ayrıca gurur ve kibir yapar.
O, kendinden gayriye tepeden, üstten bakar.
Sert, kırıcı davranır ekseri yaranına.
Herkes ondan çekinir, kimse gelmez yanına.
Derler: (Uzak duralım, görmesin şimdi bizi.
Belki birşey söyler de, incitir kalbimizi.)
Halbuki böyle olmak, felakettir bu zata.
Zira Peygamberimiz buyurdu ki eshaba:
(Şerrinden korkularak, ondan uzak durulan,
Kimsedir, en ziyade fena ve bedbaht olan.)
Kâfirlere karşı da, edepli olmalı tam.
Zira sırf kılıç ile yayılmadı bu İslam.
Küffâr, hayran kalarak eshabın edebine,
Fevc fevc gelip girdiler, isteyerek bu dine.
Hasılı bir Müslüman, edepli ise eğer,
Onu Allah da sever, kulları da çok sever.)
|