Gönül Sultanları.com >  Alim ve Evliyaların Alfabetik Listesi > T > Timur Han > Salih bir Müslümandı
Salih bir Müslümandı
Timur Han’ın babası, Emir Toragay Hakan,
Tertemiz, çok salih bir Müslümandı o zaman.

Seyyid Emir Külal’in talebesiydi hem de.
Ondan, çok istifade etmişti o devirde.

O da, oğlu Timur’u, çok iyi yetiştirdi.
Şemseddin-i Gilal’i hoca tayin ettirdi.

O oldu babasından sonra Belh'in emiri.
Çok sever ve sayardı, âlim ve velileri.

Bir gün arz eyleyerek, Şemseddin-i Gilal’e,
Ziyarete gittiler, Seyyid Emir Külal’e.

Yolda, koyun götüren birine rastladılar.
Konuşup, onu dahi yanlarına aldılar.

Meğer o kimse dahi, o zata gidiyormuş.
Ve hediye olarak, koyun götürüyormuş.

Köye geldiklerinde, o velinin evini,
Sormak için, civarda, görmediler birini.

Onlar araştırırken, o ara yanlarına,
Bir zat gelip götürdü, onları dergahına.

Seyyid Emir Külal’miş meğer o mübarek zat.
Onları, hanesine götürmüş kendi bizzat.

Onlar bunu bilince, çok özür dilediler.
(Efendim affediniz, tanımadık) dediler.

Buyurdu ki: (Kimsesiz, garip Allah dostuna,
Ziyarete çıkanlar, kavuşur arzusuna.)

Hediye getirilen koyun ise, birazdan,
Kaçınca, tutmak için koştu biri ardından.

Velakin Emir Külal buyurdu ki: (Gitme dur!
Döner gelir o yine, kendini yorma, otur.)

Sonra cemaat ile, kalkıp namaz kıldılar.
Namazdan sonra dahi, sohbete koyuldular.

Onlar sohbet ederken, o koyun hakikaten,
Gelip, kapı önüne yatıverdi aniden.

Hazret-i Emir Külal buyurdu: (Ey insanlar!
Hakk’a tâbi olana, tâbi olur hayvanlar.

Eğer Hak teâlâya yönelirse bir kişi,
İşte böyle rast gidip, kolay olur her işi.

Timur Han, gayet sade, mütevazı bir halde,
Dervişane bir hayat yaşardı fevkalade.

Bir gün, adamlarıyla bir yerde otururken,
Âlim ve velilerin halinden konuşurken,

Öteden bir grubun geçtiğini gördüler.
Ve (bunlar kimdir?) diye, hayli merak ettiler.

Sonra öğrendiler ki, Seyyid Emir Külal’miş.
O gün, talebesiyle bir sohbete gidermiş.

Öğrenince, Timur Han birden duygulanarak,
Koştu onlara doğru, yerinden fırlayarak.

Edeple yaklaşınca Seyyid Emir Külal’e,
Yanında talebesi, hayret etti bu hale.

Arz etti ki: (Efendim, lutfedip biraz durun.
Bizim yanımızda da, biraz sohbet buyurun.)


Âlimleri severdi

Esseyyid Emir Külal, bir nazar etti ona.
Buyurdu ki: (Çok mühim işler olacak sana.

Velakin hepsinde de, muvaffak olacaksın.
Ülkeyi baştan başa, mülküne katacaksın.)

Yoluna devam edip sonra o mübarek zat,
Namaz kılıp, tefekkür eyledi yarım saat.

Sonra, talebesinden seslenerek Mensur'a,
Buyurdu ki: (Süratle var git, Emir Timur'a.

Oturuyorsa kalksın, ayaktaysa durmasın.
Ordusunu, Harezm'in fethi için yollasın.

Sonra da, Semerkant'a yürüsün orduları.
Onunla beraberdir velilerin ruhları.)

Talebe, bu haberi getirince Timur'a,
Timur Han, ayak üzre duruyordu o ara.

O velinin emrini alınca haberciden,
Harekete geçirdi ordusunu acilen.

Harezm’i fethederek, yürüdü Semerkant’a.
Fethetti orayı da, çok kısa bir zamanda.

Seyyid Emir Külal’in himmetiyle Timur Han,
Çok geniş topraklara sahip oldu o zaman.

Kendi yazmış olduğu kanun ve tüzüklerle,
Devletinde düzeni sağlıyordu her yerde

Zamanında müminler şuna inanmışlardır:
Timur Han, çok adil ve dindar bir Müslümandır.

Âlimleri pek sever, çok hürmet gösterirdi.
Yanında bulundurup, özel değer verirdi.

Yine seyyidlere de, ederdi saygı, hürmet.
Veli türbelerini ederdi çok ziyaret.

Ahmed-i Yesevi’nin kabrinin üzerinde,
Çok mükemmel bir türbe yaptırmıştı devrinde.

Behaeddin Buhari hazretlerinin dahi,
Dergahına, çok hizmet ederdi bizatihi.

Buhara caddesinden, o bir zaman geçerken,
Bazı Müslümanları gördü halı silkerken.

Merak edip sordurdu hemence bir kimseye:
(Silkinen o halılar, kime aittir?) diye.

Behaeddin Buhari, hanegahına ait,
Olduğunu duyunca, duygulandı o vakit.

Büyük bir sevinç ile, hemen kalktı yerinden.
O tozların içine kendini attı hemen.

Onu böyle görünce, insanlar şaşırdı hep.
Dediler ki: (Timur Han, ne yapar böyle acep?)

İşte bu velilere, öyle çok muhabbeti,
Vardı ki, ibret oldu onun bu hareketi.

Misk ve amber sürünür gibi koca Timur Han,
O tozların içinde, zevkle durdu bir zaman.

Allah'ın dostlarına gösterdiği bu hürmet,
Ve onlara, kalbinde beslediği muhabbet,

Sayesinde, her işte kavuştu çok zafere.
Sonunda, iman ile çıktı sonsuz sefere.

www.gonulsultanlari.com