Gönül Sultanları.com >  Dört Mezhep İmamı > Vazife taksimi yaptılar
Vazife taksimi yaptılar
İmam-ı a’zam Ebu Hanife hazretleri,
Onu methetmişlerdi, çok İslam âlimleri.

İmam-ı Rabbani de buyurdu ki bu babta:
(O, Şer’i delillerden hükümler çıkarmakta,

Öyle bir dereceye çıkmıştı ki o zaman,
Âlimler aciz kaldı, onu tam anlamaktan.)

O, dinin her emrine uyardı titizlikle.
Kaçırmak istemezdi, bir müstehabı bile.

Abdest edeplerinden, yapmayınca birini,
Kaza etti kırk yıllık namaz ibadetini.

Müctehidler içinde, vera, zühd cihetinden,
O idi en üstünü, sair müctehidinden.

İsa Peygamber gibi, ülül’azm bir büyük zat,
Gökten yere inince, yapacaktır içtihat.

Onun çıkaracağı hükümler de, hep yine,
Muvafık olacaktır hanefi mezhebine.

İslam âlimlerimiz, kendi aralarında,
Bir vazife taksimi yaptılar her asırda.

Yani hangi devirde, hangi iş mühim ise,
O devrin âlimleri, sarıldılar o işe.

İmam-ı a’zamın da devrinde mühim olan,
İslam’ın ahkamını, korumaktı ziyandan.

Zira fıkıh bilgisi, hem unutuluyordu,
Hem de, sapık fikirler çıkıp yayılıyordu.

O, Cafer-i Sadık'ın mübarek derslerine,
İki yıl devam edip, kavuşmuştu feyzine.

Ve lakin o devirde, daha mühim iş vardı.
Zira din düşmanları, dine saldırırlardı.

Yunan felsefesine ait bazı fikirler,
İman ve itikada karışmakta idiler.

Sonra, yahudilikle, hem de hıristiyanlık,
Dine girip, bozmaya başlamış idi artık.

Sonra o devirlerde, şia ve mutezile,
Gibi sapık fırkalar, yayılırdı hız ile.

Hatta mücessime ve cebriye gibi daha,
Birçok bozuk fırkalar, başlamıştı çıkmaya.

O, bu tehlikelerin varlığını görünce,
Bunlardan korunmaya, ağırlık verdi önce.

Bu sapık fikirlerden korumak için dini,
Reddiyeler yazarak, susturdu herbirini.

İslam ilimlerini, fıkıh, tefsir ve kelam,
Gibi isimler ile, kollara ayırdı tam.

Sonra bu bilgileri, o gün ve daha sonra,
Öğretebilmek için bütün Müslümanlara,

Yani İslamiyet’i, doğru, temiz ve berrak,
Öğrenmeleri için herkesin tam olarak,

Onları, kısım kısım geçerek kitaplara,
Yadigar bırakmıştır, bütün Müslümanlara.

www.gonulsultanlari.com