Gönül Sultanları.com >  Dört Büyük Halife > Hazret-i Ebu Bekir > Ümit kalmadı bende
Ümit kalmadı bende
Hazret-i Ömer der ki: Tebük’e gidilirken,
Yardım talep eyledi, Resul her sahabiden.

Şöyle buyurdular ki o zaman cümle halka:
(Herkes, iktidarınca getirsin bir sadaka!)

Resulullah, eshabdan edince yardım talep,
Seferber oldu buna, sahabe-i kiram hep.

Getirdi bazı şeyler, herkes gücüne göre.
Kimisi altın gümüş, kimi de verdi deve.

O zamanlar tesadüf, malım da çoktu benim.
Yarısını getirip, Resule teslim ettim.

Bana sual etti ki Resulullah o ara:
(Ne bıraktın ya Ömer, evinde olanlara?)

Dedim: (Ya Resulallah, bu kadar da evde var.)
Ben böyle söyleyince, bir şey buyurmadılar.

Az sonra Ebu Bekir, teşrif etti oraya.
Getirdiği malları, yığıverdi ortaya.

Resulullah, ona da sordu ki şöyle yine:
(Peki ya Eba Bekir, ne bıraktın evine?)

Dedi ki: (Neyim varsa, alıp geldim hepsini.
Koydum eve Allah ve Resulün sevgisini.)

Yani sevgi var iken Allah ve Resulüne,
İtibar edilir mi, dünya mal-ü mülküne?

O Server buyurdu ki, ikimize bakarak:
(Cevabınız kadardır, aranızda olan fark.)

O günden itibaren, iyi anladım ki ben,
Hiçbir şeyde, ben onu, geçemem hakikaten.

Zira yalnız bu işte, onu geçebilirdim.
O da böyle olunca, kalmadı hiç ümidim.

Hazret-i Ömer der ki: Bedir’e vasıl olduk.
Üçyüzsekiz sahabi, savaş için saf tuttuk.

Bine yakın kâfiri görünce Resul o gün,
Secdeye kapanarak, dua etti çok üzgün.

(Ya Rabbi, vaad ettiğin zaferi eyle ihsan!
Şu mağrur kâfirleri, eyle mahv-u perişan!)

Sıddık, başı ucunda işitip bu duayı.
Çok teselli eyledi, Resul-i mücteba'yı.

Dedi: (Ya Resulallah, kendini yorma fazla.
Korur elbet dinini, düşmandan Hak teâlâ.

Üzülme, O, vaadinde duracaktır muhakkak.
Sana zafer verecek bu cenkte cenâb-ı Hak.)

Sıddık'ın tesellisi bitmemişti ki daha,
Cebrail meleklerle geldi Resulullaha.

Dedi ki: (Ebu Bekrin, bu sözü üzerine,
Gönderdi Hak teâlâ bizi senin emrine.

Üzülme, müsterih ol, silahlıyız hepimiz.
Bu dini, kâfirlerden korumaya kâfiyiz.)

www.gonulsultanlari.com