Bir gün hazret-i Ömer, bir kesenin içine,
Bir miktar para koyup, verdi hizmetçisine.
Buyurdu: (Bu kesede, para var dörtyüz dinar.
Bunu al, Ubeyde bin Cerrah’ın evine var.
De ki: Size gönderdi, Ömer bu dinarları.
Bak ki, Ebu Ubeyde ne yapacak onları?)
Köle, aldı keseyi, vardı onun evine.
Para dolu keseyi, arz etti kendisine.
Dedi ki: (Halifemiz, size bu dinarları,
Hediye göndermiştir, kabul edin bunları.)
O da aldı keseyi teşekkür eyleyerek.
Dağıttı tamamını, fukaraya tek be tek.
O bunları görünce, geriye geldi hemen.
Bildirdi Halifeye, gördüğü şeyi aynen.
Bundan, çok memnun oldu Halife hazretleri.
Para ile doldurup, ikinci bir keseyi,
Onu da, hizmetçiye teslim edip bu sefer,
Dedi: (Götür bunu da, Muaz bin Cebel’e ver.
Lakin hemen dönmeyip, yanında bekle biraz.
Bak ki, bu paraları ne yapar acep Muaz?)
Hizmetçi, onu dahi verdi o sahabiye.
Arz etti: (Halifenin hediyesidir) diye.
O dahi, (Allah ondan razı olsun) diyerek,
Dağıttı herbirini, fukaraya tek be tek.
Hizmetçi, oradan da, yine döndü geriye.
Ve yine gördüğünü, anlattı Halifeye.
Halife, hizmetçiye buyurdu ki bu sefer:
(Bak, eshab birbirini, ne kadar çok severler.
Kendi ihtiyaçları var iken, onlar yine,
Seve seve verirler, daha fakirlerine.)
Yine hazret-i Ömer, gezerken şehri gece,
Bir evden sesler duyup, şüphelendi iyice.
Evin damına çıkıp, içeri girdi hemen.
Bir adamla kadını, gördü içki içerken.
Dedi ki: (Sen Allah’tan, hiç utanmıyor musun?
Burada içki içip, günaha giriyorsun!)
Adam cevap verdi ki: Beni dinle sen ilkin.
Ben bir günah yaptıysam, sen dört günah işledin.
Hak teâlâ Kur’anda: (Eve, kapılarından,
Giriniz!) buyuruyor, sense girdin damından.
Yine buyuruyor ki: (Gayrinin evine, siz,
Müsaade isteyerek, selam verip giriniz!)
Sen, bu emre uymayıp, girdin izin almadan.
Selam dahi vermedin ayrıca girdiğin an.
Yine buyuruyor ki: (Kimsenin kusurunu,
Hiç araştırmayınız!) sen ise yaptın bunu.
Halife, bu sözleri, doğru ve hak bularak,
Bir köle azat etti, keffareti olarak. |