Halife Harun Reşid, bir gün Ebu Yusuf’e,
Mektup yazıp dedi ki: (Nasihat eyle bize.)
Yazdı ki: (Hak teâlâ verdi sana bu işi,
Lakin bunu, hakkıyle yapamaz her bir kişi.
Zira mesuliyeti pek çoktur ahirette,
Mazlumlar, haklarını senden alır elbette.
Nasıl ki, mesul ise bir çoban sürüsünden,
Sultan dahi mesuldür teb’asının hepsinden.
Yapacaksan bugün yap, iyi iş, güzel amel,
Zira hiç belli olmaz, ani gelir hep ecel.
Azabından korkarak, rahmetini umarak,
Kulluk eyle Allah'a, halisane olarak.
Yapacağın işleri öyle seç ki bu günde,
Yarın mahcub etmesin seni mahşer gününde.
Yok ise amelinde eğer tam ihlas hali,
Çarpılır suratına bir paçavra misali.
Ey Harun, sen yolcusun, al yanına çok azık,
Aksi halde Mahşerde fayda etmez pişmanlık.
Kalblerin titrediği çok korkunç yerdir o yer,
Ve asla geçmez o gün, özür ve bahaneler.
Allah’ın huzurunda o gün bütün ins ve cin,
Amel defterleriyle toplanır Hesap için.
O gün, herkesin başı korku ile eğilir,
Ve bekler ki, hakkında nasıl hüküm verilir.
O günü düşünüp de amel etmeyen insan,
Öyle pişman olur ki, anlatamaz hiç lisan.
Ey Harun, hiç güvenme bugün sultanlığına,
Zira mahşer gününde, bakmazlar asla buna,
Makam ve mevkilerin, o gün olmaz değeri,
Görür herkes karşılık, nasılsa amelleri.
Şunu da bilmiş ol ki, sen başı boş değilsin,
Bütün yaptıklarından hesaba çekilirsin.
Cevabın nasıl olur, onu düşün şimdi sen,
Öyleyse cevabını hazır eyle şimdiden.
Her ne amel ettinse bir ömür müddetince,
Hep amel defterine yazılır ince ince.
Mahşerde, satır satır okunacak sana hep,
Günahın okundukça, ne olur halin acep?
Hem o gün bulamazsın kaçacak bir yer dahi,
Sen bunların hepsini göreceksin vallahi.
Ey Harun, şunu bil ki, bu dünya bir imtihan.
Teb’ana, milletine zulmetme hiçbir zaman.
Allah korkusu ile titresin her an kalbin,
Zira Ona malumdur an be an senin halin.
Mülküne mağrur olma, gidecek senden elbet,
Asla gafil olma ki, öleceksin akibet.
Sen mevti bir an bile çıkarma ki yadından,
Zira odur insanı gafletten uyandıran.
|