Gönül Sultanları.com >  Peygamberler > Âdem aleyhisselam > Cennete girmesi
Cennete girmesi
Hak teâlâ Âdem’e, her eşyanın adını,
Öğretti birer birer, hem de sıfatlarını.

Ayrıca, her sanatı bildirdi ona yine.
Ve bütün ilimleri, ilham etti kalbine.

Sonra da evladının, kıyamet gününe dek,
Lisanlarını dahi öğretti ona tek tek.

Ona, bu ilimleri verince Hak teâlâ,
Böylece meleklerden, oldu üstün ve âlâ.

Buyurdu: (Ey melekler, sadıksanız siz eğer,
Eşyanın adlarını, veriniz bana haber.)


İtiraf eylediler melekler aczlerini.
Dediler ki: (Ya Rabbi, tenzih ederiz seni.

Bize ne öğrettinse, ancak onu biliriz.
Senin bildirdiğinden, başka yok bir bilgimiz.)

Hazret-i Âdem'e de buyurdu ki bu kere:
(Eşyanın adlarını, haber ver meleklere.)

Âdem Peygamber dahi, bu emre ittibaen,
Onları, meleklere beyan etti tamamen.

Onlar, Âdem Nebi’den öğrenince bunları,
Daha da fazlalaştı, ona hayranlıkları.

Hepsi şahit oldular ilminin kemaline.
Ve çok gıpta ettiler onun her bir haline.

Vakta ki kırk yaşına geldi Âdem Peygamber,
Onu, Cennet içine ilettiler melekler.

Büyük bir taht yaptılar ona Allah emriyle.
Ve onu süslediler, Cennet ziynetleriyle.

Giydirdiler üstüne, bir Cennet libasını.
Ve koydular başına, bir keramet tacını.

Tebessüm etse idi Âdem Nebi bir kere,
Dişlerinden çıkan nur, aks ederdi her yere.

Başını, ne tarafa döndürüp baksa idi,
Nur-u Nebi, alnında parlardı Güneş gibi.

Emretti Hak teâlâ, sonra meleklerine:
(Alın onun tahtını omuzlar üzerine.

Dolaştırın, gezdirin Cennetin her yerini.
Sonra Arş'ın yanında indirin kendisini.)

Bu emir üzerine, aldı onu melekler.
Göklerin her yerini gezdirip getirdiler.

Alnında, güneş gibi parıldayan Nurunu,
Bilirdi melekler de, Habib'in olduğunu.

Bu sebepten, ne vakit baksalardı yüzüne,
Salevat okurlardı, Habibullah üstüne.

Âdem aleyhisselam, Cennetlere girince,
Kürsiler konmuş gördü, Nebiler adedince.

Onların hangisinde biraz otursa idi,
O peygamberin nuru, alnında parlar idi.

Habibullahınkine, son kez oturduğunda,
Kayboldu öbür nurlar, o kürsi’nin nurunda.

Nasıl güneş çıkınca, kaybolursa yıldızlar,
Onun ışığında da, kayboldu diğer nurlar.

Âdem Nebi görünce, bu açık kerameti,
Daha çok fazlalaştı, Resule muhabbeti.

Melekler de bu hale, eylediler çok hayret.
Meşale getirdiler, nurdan yetmişbin adet.

Başının üzerinde tuttular tazim ile.
Aydınlandı yer ve gök, onların zıyasiyle.

www.gonulsultanlari.com