İbrahim Halilullah, Nemrud'un ateşine,
Atılıp da, havadan tam düşerken içine,
Cibril ile Mikail, gelip onu tuttular.
Yavaşça indirerek, bir yere oturttular.
Yanmadı Halilullah, Nemrud'un ateşinde.
İstirahat eyledi, nurdan çadır içinde.
Sadece bağlarını yaktı Halilullah'ın.
Zira emri, ateşe, böyle idi Allah'ın.
Fışkırmaya başladı, sonra tatlı bir pınar.
Nağmeye başladılar, bülbül ile kumrular.
Nemrut dahi, bir rüya görerek o gün yine,
Onun yanmadığının, kapılmıştı vehmine.
Bunu, erkanına da anlatarak o zalim,
Dedi: (Zannederim ki, sağdır şimdi İbrahim.)
Dediler: (Bu ateşe, dağlar bile dayanmaz.
Böyle ateş içinde, İbrahim nasıl yanmaz?)
Nemrut yine dedi ki: (Ne derseniz deyin siz.
Bana öyle gelir ki, mağlub olduk bunda biz.)
Yüksek bir yere çıkıp, baktı merak içinde.
Nurdan bir çadır gördü, o ateşin içinde.
Halilullah, yastığa dayanmış oturuyor.
Ona benzer biri de, ona hizmet ediyor.
Hayret içerisinde, seslendi: (Ey İbrahim!
Seni, böyle ateşten kurtaran acaba kim?)
O dahi seslendi ki, ona ateş içinden;
(Beni Rabbim kurtardı senin bu ateşinden.)
O dedi: (Ya İbrahim, büyükmüş Rabbin senin.
Çıkıp ateş içinden, yanıma gelir misin?)
Halilullah çıktı ve geldi onun yanına.
Nemrut onu görünce, kapandı ayağına.
Dedi ki: (Ya İbrahim, merak ettim bu işi.
Kimdi hem yanındaki, sana benzer o kişi?)
Cevaben buyurdu ki: (Melekti o gördüğün.
Arkadaş olsun diye, gönderdi Rabbim bugün.)
Dedi: (Senin Rabbini, isterim ki bileyim.
Ve ona, dört bin adet, sığır kurban edeyim.)
Buyurdu ki: (İmana gelmez isen sen eğer,
Senin kurbanlarına, Rabbimiz vermez değer.)
Dedi ki: (Terk edemem, mülk ve saltanatımı.
Ve lakin keseceğim Ona kurbanlarımı.)
Dört bin deve ve sığır, kurban edip peşinden,
Sonra, iman etmeyi tasarladı içinden.
Lakin mani oldular, yanındaki vezirler.
(Biraz mühlet iste ve meşveret et) dediler.
O da mühlet istedi, hazret-i İbrahim'den.
Haran adlı vezirle, meşveret etti hemen.
O dedi ki: (Ey Nemrut, yerin tanrısıyız biz.
Nasıl gök tanrısına kulluk edebiliriz?)
Böyle dediği için, veziri Haran ona,
Yine nasib olmadı, gelemedi imana.
Bütün bunlara rağmen, Nemrut ve Keldaniler,
Çok az kimseler hariç, imana gelmediler.
Hatta Halilullah'a ve iman edenlere,
Başladılar eza ve ağır işkencelere.
Dayanılmaz olunca, küffârın eziyyeti,
Hak teâlâ onlara, emreyledi hicreti.
|