Gönül Sultanları.com >  Peygamberler > İbrahim aleyhisselam > Filistin’e hicreti
Filistin’e hicreti
Sare ile Hacer'i, alıp bir gün yanına,
Hicret etti Mısır'dan, Filistin diyarına.

Sebu denen bir yere yerleşti onlar, fakat,
Kupkuru bir yer olup, yok idi su ve hayat.

Halilullah burada, hemen kazdı bir kuyu.
Öyle su fışkırdı ki, tatlı ve hoştu suyu.

Bir kaç gün olmuştu ki, buralara geleli,
Bitti yanlarındaki yiyecek ekmekleri.

İbrahim Halilullah, yiyecek bulmak için,
Heybesini alarak, yola düştü ve lakin,

O bölgeden şehire, yol çok idi varmaya.
Varsa bile, parası yoktu buğday almaya.

Çaresizlik içinde, geriye dönecekti.
Sare ile Hacer'e, lakin ne diyecekti?

Elindeki heybeye kum-çakıl doldurarak,
Eve gelip uyudu, onu yere koyarak.

Hemen hazret-i Sare, söyledi ki Hacer'e:
(Heybeye bak bakalım, getirmiş mi zahire?)

O da bakıp dedi ki: (Buğday dolu tamamen.)
Dedi ki: (Öyle ise, ekmek yapalım hemen.)

Buğdayın bir kısmını, un yapıp oracıkta,
Ve sonra pişirdiler, ekmekleri ocakta.

Sonra Halilullah'ı, gelip davet ettiler.
Dediler ki: (Buyurun, taze pişti ekmekler.)

Halilullah, sıcacık ekmekleri görünce,
(Nereden un buldunuz?) diye sordu hemence.

Bu suale, ikisi, çok hayret eylediler.
(Sen buğday getirdin ya, ondan yaptık) dediler.

Halilullah bildi ki, Rabbinin ihsaniyle,
Kum ve çakıl, buğdaya dönüşmüş tamamiyle.

Bir kısmını ayırıp sonra o zahirenin,
Ziraatte kullanıp, bir hayli oldu zengin.

Yarım milyondan fazla, var idi davarları.
Ova ve vadileri doldururdu malları.

Misafiri olmadan, oturmazdı sofraya.
Yok ise, bulmak için çıkar idi sahraya.

Yine bir defasında, vermişti bir ziyafet.
İkiyüz mecusiyi, yemeğe etti davet.

Onlar gelip yiyerek, çok teşekkür ettiler.
Ve ona, bir yardımda bulunmak istediler.

Dediler: (Ey İbrahim, çok teşekkür ederiz.
Herhangi emrin varsa, yapalım onu da biz.)

Buyurdu ki: (Öyleyse, sizden bir dileğim var.
Rabbime, bir kerecik secde edin, o kadar.)

Hiç beklemiyorlardı mecusiler secdeyi.
Oturup, müşavere eylediler bu şeyi.

Zira davet etmişti imana daha önce.
Kabul etmemişlerdi, şaşırdılar böylece.

Dediler ki: (Yalandan, yapalım isteğini.
Memnun etmiş oluruz, böylece kendisini.)

Secdeye kapandılar o anda hepsi birden.
O ise dua etti, onlar secdede iken:

(Ya ilahi, sendendir kullarına hidayet.
Şu ikiyüz kâfire, Müslümanlık nasib et.)

O anda kabul etti duayı cenâb-ı Hak.
Her birisi, secdeden kalktı mümin olarak.

www.gonulsultanlari.com