Hatice validemiz, Resul’le nişanlıyken,
Şöyle haber gönderdi o Servere gizliden:
(Etraftan diyorlar ki: Sen bu zenginliğinle,
Nasıl evleniyorsun öyle fakir biriyle?
Bu dedikoduları bertaraf etmek için,
Bizim eve, az bir şey çeyiz gönderir misin?
Ben, o gelen şeyleri, çoğaltıp bendekiyle,
Herkese gösteririm senden gelen mal diye.)
Allah’ın Sevgilisi alınca bu haberi,
İnsanlık icabiyle mahzun oldu kalbleri.
Zira göndermek için hazret-i Hatice’ye,
Hiç de malik değildi az bir mal ve akçeye.
Kimden ödünç alayım diye düşünür iken,
Hatırına, hazret-i Ebu Bekr geldi birden.
Ve onun dükkanına yürüdü bir an önce.
Kapıda karşıladı, o Resul’ü görünce.
Dedi: (Sevgili dostum, bir şey mi üzdü sizi?
Düşünceli görürüm zira hazretinizi.)
Buyurdu: (Ya Eba bekr, bugün ben Hatice’ye,
Göndermem gerekiyor bir şeyler çeyiz diye.)
O dedi: (Bu iş kolay, niçin üzülüyorsun?
Benim ne malım varsa, yoluna feda olsun.
Az önce haber aldım, bir kervanım gelecek.
Şam’a göndermiş idim, şimdi şehre girecek.
Hepsi yetmiş devedir, yüklüdür çok mal ile.
O kervan sizin olsun, bilcümle emvaliyle.
Kervanı, Hatice’ye gönder çeyiz olarak.
Yeter ki kalbinize toz konmasın en ufak.)
O dediği kervan da, şehire girdi o an.
Dedi: (Bakın göründü, geliyor işte kervan.)
Hazret-i Ebu Bekir durdurdu kervanını.
İpekli kumaşlarla donattı her yanını.
Ve görmeleri için bunu insanların da,
Dolaştırdı kervanı Mekke sokaklarında.
Mekke halkı görünce, yetmiş yüklü deveyi,
Dediler: (Hiç görmedik böyle çok hediyeyi.)
Ateş düştü kalbine Onu kıskananların.
Ve eridi içleri kötü fesatçıların.
Hatice validemiz, yirmibeş yıl, berdevam,
O Servere hizmette, gösterdi çok ihtimam.
Mesela Resulullah üzülseydi bir şeye,
Eve gelip söylerdi hazret-i Hatice’ye.
Zira yoktu o günler gidecek başka yeri.
Onun tesellisiyle rahatlardı kalbleri.
Derdi: (Ya Resulallah, üzülmesin hiç kalbin.
İtaat edecektir sonunda sana kavmin.)
O, Resul-i ekreme çok hizmet ettiğinden,
Allahü teâlâ da hoşnut oldu kendinden.
Peygamber efendimiz, ona bir gün dedi ki:
(Ey Hatice, Rabbimiz bana emreyledi ki:
Müjde ver Hatice’ye, de ki: Allah, Cennette,
Sana, beyaz inciden köşk verecek elbette.
Olmayacak orada sıkıntısı, kederi.
Artacak ebediyen hem dahi nimetleri.)
|