Gönül Sultanları.com >  Peygamber Efendimiz > Gençliği ve Evlenmesi > Kâbe’de hakemlik
Kâbe’de hakemlik
Peygamber efendimiz, yaşı otuzbeş iken,
Henüz Peygamberliği tebliğ edilmemişken,

Kâbe-i şerife’nin tamiri sırasında,
Bir hakemlik yapmıştı kavimler arasında.

Şöyle ki, zaman ile yağan yağmur ve selden,
Kâbe’nin duvarları yıpranmıştı tamamen.

Ayrıca, o yıllarda çıkan büyük bir yangın,
İle tahrib olmuştu her yanı Beytullah’ın.

Kâbe’yi, bu halinden kurtarmak için dahi,
Yıkıp, yeniden yapmak istiyordu ahali.

Kureyş kabileleri bir yerde toplanarak,
Konuşup, bu fikirde eylediler ittifak.

Hazret-i İbrahim’in temellerine kadar,
Duvarları yıkmaya, verdiler hepsi karar.

Yıkım işi bitince, başladılar örmeye.
Ve dört yandan duvarlar başladı yükselmeye.

Dört kabile vardı ki, en meşhur o zamanlar,
Her biri, bir duvarı örmeye başladılar.

Bu işin, çok büyük bir şerefi olduğunu,
Bilerek, bir hevesle yapıyorlardı bunu.

Ve lakin bir ihtilaf başladı biraz sonra.
Tam (Hacer-ül esved)e gelmişti çünkü sıra.

Onu, hangi kabile koyacaktı yerine?
Üstünlük gösterirdi herbiri diğerine.

Her kabile, (Bu şeref bize ait) diyordu.
Hiçbirisi bu işten feragat etmiyordu.

Kavimler arasında çıktı bir anlaşmazlık.
Münakaşa, kavgaya dönüşüyordu artık.

Abdüddar oğulları diyordu: (Eğer ki biz,
Buna nail olmazsak, muhakkak kan dökeriz.)

Çıkmak üzereydi ki bir kavga, tam o saat,
Huzeyfe bin Mugire adında yaşlı bir zat,

Çıkıp nida etti ki: (Ey Kureyş kabilesi!)
İhtiyarın sesine kulak verdi cümlesi.

Dedi ki: (Şu kapıdan ilk önce kim girerse,
Bu işin halli için, hakem olsun o kimse.)

Kabul edip, merakla beklediler bu sefer.
Az sonra, o kapıdan teşrif etti o Server.

Baktılar, doğruluğu ve mutlak eminliği,
En meşhur biri geldi, dediler: (Bu, pek iyi.)

Zira Resul-i ekrem, bi’setten daha evvel,
Emin olması ile tanınmıştı mükemmel.

Bu yüzden, kendisine (El Emin) deniyordu.
Ve herkes, her hususta Ona güveniyordu.

Gelince, vaziyeti anlatıp kendisine.
Dediler: (Hep razıyız bunda senin sözüne.)

O Server (Peki!) deyip, bir yaygı buldurarak,
Ve hacer-ül esvedi üzerine koyarak,

Buyurdu: (Bu örtünün, şimdi dört bir ucundan,
Her kavimden bir kişi, gelsin ve tutsun şu an.)

Hepsinden birer kişi, gelip onu tuttular.
Bitmişti o ihtilaf, hepsi de memnundular.

Taşın konulacağı yere gelinceye dek,
Taşı, o örtü ile kaldırdılar müşterek.

Sonra Resul-i ekrem taşı alıp kendisi,
Mahalline koyunca, memnun oldu cümlesi.

www.gonulsultanlari.com