Allah’ın Sevgilisi, düşmanların şerrinden,
Hicret maksadı ile, çıktı Mekke şehrinden.
Medineli müminler, duyunca bu haberi,
Sevinçle beklediler, Sevgili Peygamberi.
Zira ziyadesiyle özlemişlerdi Onu.
Büyük bir heyecanla, gözlediler yolunu.
Gözcüler koydular ki, geleceği yollara,
Teşrifini, anında haber versin onlara.
Bütün Medineliler, yaşlı genç, kadın erkek,
Gözlerini, ümitle çöl ufkuna dikerek,
Kızgın çölün, nasılsa serin suya hasreti,
Öylece beklediler onlar da o Hazreti.
Herbirinin kalbinde, şu arzu vardı ki tek:
Acaba Resulullah ne gün teşrif edecek?
Büyük sabırsızlıkla beklerken böyle onlar,
Aniden, (Geliyorlaar!) diye bir ses duydular.
O noktaya, dikkatle baktığında her biri,
Gördüler Sıddık ile Hazret-i Peygamberi.
(Resulullah göründü, işte geliyor!) diye,
Büyük müjde, bir anda yayıldı Medine’ye.
Dediler: (Müjde müjde, Resulullah geliyor.
Sevinin ey insanlar, Habibullah geliyor.
İşte, teşrif ediyor sebeb-i necatımız.
Sevinin, bayram yapın, geliyor baş tacımız.)
Kadın erkek, yaşlı genç, sevindiler, coştular.
Karşılamak üzere, Ona doğru koştular.
O gün tekbir sesleri, çıkıyordu göklere.
Ve sevinç gözyaşları, akıyordu yerlere.
Benzeri görülmemiş bayram yaşanıyordu.
Herkes, hep bir ağızdan, şunları söylüyordu:
(Seniyyetül veda’dan, ay doğdu üstümüze.
Bu, ne büyük bir devlet, hamd olsun Rabbimize.
Hoş geldin şehrimize, ey Allah’ın Habibi!
Bize, daha sevinçli gün olmaz bunun gibi.)
O anda Müslümanlar, merak ederdi ki hep:
Resul, kimin evine teşrif eder ki acep?
Kusva’nın yularından, tutarak bir çokları,
Kendi hanelerine çağırırdı onları.
Resulullah, bakarak onların ahvaline,
Buyurdu ki: (Deveyi, koyun kendi haline.
Açın onun yolunu, zira devem memurdur.
Emrolunduğu yere gelince, kendi durur.)
Bıraktılar, hepsini bir merak sardı ancak,
Ki, deve, hangi evin kapısında duracak?
Deve, (Eba Eyyub)un evi önüne kadar,
Yürüyüp, tam o eve gelince kıldı karar.
Hemen Halid ibni Zeyd Eba Eyub Ensari,
Sevinç ve heyecanla koşuverdi ileri.
Allah’ın Resulünün huzuruna gelerek,
Evini, eli ile Resule göstererek,
Dedi ki: (İşte evim, işte şu da kapısı.
Buyur ya Resulallah, hazırdır her odası.)
Resule mihmandarlık, ne saadet, ne nimet.
O gün, Eba Eyyub’a nasib oldu bu devlet.
|