Gönül Sultanları.com >  Peygamber Efendimiz > Bedir Gazası > Nasıl savaşalım?
Nasıl savaşalım?
Peygamber efendimiz, Sahabe-i kirama,
Emredip, ordusunu koydu bir intizama.

Yani mücahidlerin, saf halinde, muntazam,
Olmasını emretti, sıra dahilinde tam.

Mübarek ellerinde, bir çubuk tutuyordu.
Eshabını, onunla nizama sokuyordu.

Sahabe-i kiramdan, Sevad ibni Gaziyye,
Çıkmıştı bir aralık saftan az ileriye.

Göğsüne, o çubukla hafifce dokundular.
Ve ona, (Hizaya gel ya Sevad!) buyurdular.

Dedi: (Ya Resulallah, elem duydu bedenim.
Ben dahi o çubukla size vurmak dilerim.)

Onun bu sözlerine, Eshab hayret ettiler.
(Allahü ekber!) deyip, hep tekbir getirdiler.

Bir âdet var idi ki, zira Arabistan’da,
Tekbir getirilirdi fevkalade anlarda.

O, kısas istiyordu zira Resulullahtan.
Kısas istenir miydi hiç Fahr-i kâinattan?

Gömleğini açarak, buyurdular ki derhal:
(Ey Sevad, haydi bana kısas yap, hakkını al.)

O, görünce Resulün nur saçılan göğsünü,
Sevinç ve muhabbetle, öpüp sürdü yüzünü.

(Ne için böyle yaptın?) diye sorunca ona,
Dedi ki: (Anam babam, feda olsun yoluna.

Öyle zannederim ki, ben şehid olacağım.
Ve yüksek zatınızdan, bugün ayrılacağım.

İstedim, dudaklarım değsin bedeninize.
Böylece, bir bereket erişsin bendenize.

Bununla, ahirette şefaat olunayım.
Cehennem azabından, böyle halas olayım.)

Peygamber efendimiz, bundan duygulandılar.
Ve hazret-i Sevad’a çok dua buyurdular.

Sonra Fahr-i kâinat, sordular Sahabeye:
(Düşman ile ne tarzda çarpışalım biz?) diye.

Kalktı Asım bin Sabit önce izin alarak.
Tutuyordu elinde, ok ve yay, bir de mızrak.

Dedi: (Ya Resulallah, Kureyşliler, yüz metre,
Bize yaklaştığında, ok atalım ilk kere.

Taş atım sahasına girerse onlar eğer,
Hemen, taş atışına tutalım biz bu sefer.

Mızrak mesafesine gelince yine onlar,
Mızrakla savaşalım, kırılıncaya kadar.

Daha yaklaşırlarsa eğer ki bize düşman,
Kılıçları sıyırıp, çarpışalım o zaman.)

Beğendi bu fikrini onun Fahr-i kâinat.
Ve hemen Eshabına, verdi şöyle talimat:

(Yerinizi bırakıp, sakın ayrılmayınız!
Ben emir vermedikçe, harbe başlamayınız.

Düşman, ok mesafesi yaklaşır ise eğer,
Fırlatın okunuzu, etmeyin lakin heder.

Daha yaklaşırlarsa, elinizle taş atın.
Daha da yaklaşınca, mızrakları fırlatın.

En son, göğüs göğüse gelindiği zaman da,
Kılıçları sıyırıp, çarpışın o son anda.)


www.gonulsultanlari.com