Gönül Sultanları.com >  Peygamber Efendimiz > Bedir Gazası > Esirlere iyi bakın!
Esirlere iyi bakın!
Kureyş kâfirlerine, o Sevgili Peygamber,
Savaşı müteakip gönderdiler ki haber:

(Kurtulmalık fidyesi ödemek şartı ile,
Götürebilirsiniz esirleri Mekke’ye.)

Yalnız Resulullaha çok eza cefa eden,
Nadr bin Haris’in boynu, vuruldu o gün hemen.

Bir de, Resulullahın, hicretten daha önce,
Beytullahta, namaza durduğunu görünce,

Bekleyip o Serverin secdeye indiğini,
Sonra, alıp ölmüş bir deve işkembesini,

Mübarek arkasına koyan alçak ve bedbaht,
Bir kâfir var idi ki Ukbe bin Ebi Muayt,

Bu habisin boynu da vuruldu o gün yine.
O zaman Resulullah, hamd eyledi Rabbine.

Sonra, onun leşinin yakınına gelerek,
Şöyle hitab eyledi hem de yemin ederek:

(Allah’ı, Resulü ve Kur'anı inkâr eden,
Senin kadar kötü bir kimse bilmiyorum ben.)

Esirler, sahipleri gelip alana kadar,
Sahabe-i kiramın yanlarında kaldılar.

Peygamber-i zişânın emriyle, uzun süre,
Çok iyi muamele yapıldı esirlere.

Onlardan bir tanesi, anlatıyor ki bizzat:
(Esir olduğum evde, huzurluydum ve rahat.

Şefkatle muamele ediyorlardı bana.
Beni de alırlardı her gün sofralarına.

Ekmek az olsa idi, bana veriyorlardı.
Kendileri, ekmeksiz, sırf hurma yiyorlardı.)

Başka bir esir dahi anlatır şöyle aynen:
(Müslümanlar, Bedir'den Medine’ye dönerken,

Kendi hayvanlarına bindirdiler bizleri.
Onlar, yaya olarak yürüdü kendileri.)

Bedir musibetini duyunca Mekkeliler,
Bir anda şok geçirip, şaşkın hale geldiler.

Hiç beklemedikleri, akıllardan geçmeyen,
Bir netice var idi orta yerde gerçekten.

İlk haberi getiren kimseye, bundan sebep,
İnanmadı kâfirler ve hatta Ebu Leheb.

Sonra Ebu Süfyan da, onu müteakiben,
Gelince, Ebu Leheb ona da sordu hemen:

(Ey kardeşimin oğlu, hele anlat bakalım.
Nasıl oldu, bu işi almadı benim aklım.)

O dedi ki: (Hiç sorma, şuna emin olunuz.
Bağlandı sanki bizim ellerimiz, kolumuz.

İstedikleri gibi davrandı bize onlar.
Çoğumuzu öldürüp, çok da esir aldılar.

Ben, Kureyşten kimseyi kınamıyorum fakat,
Ellerinden geleni yaptılar çünkü kat kat.

Lakin biz o sırada, beyaz atlara binmiş,
Yerle gök arasında, hem de beyaz giyinmiş,

Bazı kimseler ile karşılaştık ki o gün,
Onlara karşı koymak, değildi asla mümkün.

Görüp tanıdığımız kimseler değildiler.
Çok kalabalıklardı, pek de kuvvetliydiler.)

www.gonulsultanlari.com