Peygamber-i zişânı, her yönden Hak teâlâ,
Diğer Peygamberlerden kıldı üstün ve a’la.
Onun ümmeti dahi, öteki ümmetlerden,
Daha faziletli ve üstündür her cihetten.
Cennetliklerin dahi üçte ikisi, yarın,
Ümmetinden olacak Server-i kâinatın.
Yine Resulullaha verilen sevap, ecir,
Diğer Peygamberlerden kat be kat ziyadedir.
Sebebine gelince, mesela bir Müslüman,
Bir ibadet, yahut da hayır yapsa ne zaman,
O işinden ne kadar alırsa sevap, ecir,
İki misli sevap da, üstadına verilir.
Çünkü bu hayırlara, o üstadıdır sebep.
Onun öğretmesiyle yapmıştır bunları hep.
Yine bu hocasının, hocası dahi vardır.
O da bu hayırlardan, dört misli sevap alır.
Onun da bir üstadı vardır ki yetiştiren,
Ona da, sekiz misli verilir bu ecirden.
Bu sevap verilmesi, devam eder artarak.
Yukarlara çıktıkça, çoğalır katlanarak.
Peygamber-i zişâna ulaşıncaya kadar,
Öyle fazlalaşır ki bu ecir ve sevaplar,
Bunların sayıları, gelmez ölçü hesaba.
Başkası kavuşamaz bu kadar çok sevaba.
Çünkü bütün ümmetin, âlim ve evliyanın,
Mezhep imamlarıyla, Sahabe-i kiramın,
Hepsinin üstadıdır o Server-i kâinat.
Onadır her bir ecir, her dua ve salevat.
Yine her Peygamberin, ona inananları,
Kendi isimleriyle çağırırdı onları.
Resulullahı ise, ismi ile çağırmak,
Haramdır, hem yanında yüksek sesle konuşmak.
Yine Cibril-i emin, başka Peygamberlere,
Gelmiş idi sadece on ila dörtyüz kere.
Resulullaha ise, yirmiüç senede tam,
Yüzyirmidörtbin defa gelmiş idi berdevam.
Diğer Peygamberlere, hem hazret-i Cebrail,
Hep insan suretinde göründü, oldu nazil.
Resulullaha ise altıyüz kanadıyle,
İki defa göründü asıl melek haliyle.
Diğer Peygamberlere hiç böyle gelmemiştir.
Onlar, melek haliyle onu hiç görmemiştir.
Başka Peygamberlerin zevceleri hem yine,
Zararlı olmuşlardır çoğu kendilerine.
Halbuki o Serverin mübarek zevceleri,
Hep ferahlandırdılar Sevgili Peygamberi.
Hem dünya, hem ahiret işlerini yapmakta,
Ona hizmet ettiler, İslam’ı yaymakta da.
|