Ana Sayfa >  1001 Güzel Menkîbe > Yarabbi, sende olmayan şeylerle geliyorum > Seni de kaftanıma diktim
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Seni de kaftanıma diktim

Ebu Said-i Ebül Hayr “rahmetullahi aleyh” hazretleri, henüz çocuk iken bir gün, Serahs şehrinde dolaşıyordu.

Derken hâl ehli bir kimseye rastladı.
Oturmuş, kaftanını yamıyordu mübarek zat.

O zata yaklaşıp, güneşini kesiverdi.
Yani gölgesi, o zatın kaftanına düştü.

Mübarek zat başını kaldırdı.
Ve ona sevgiyle bakıp;
- Ey Ebu Said, seni de bu yama ile birlikte kaftanıma diktim, buyurdu.
Zira Ebu Said’in manen üstünlüğünü kalb gözüyle görmüştü.

Maksadımız, bir tektir

Elinden tutup, kendi üstadına götürdü hemen.
Üstadı, Ebül Fadl-ı Serahsi hazretleriydi.

Ebu Said’e bir defa bakıp;
- Maksadımız, bir tektir. O da, Allah’ın kullarını hak yola çekmektir, buyurdu. Yüzyirmidört bin kadar Peygamberler de “aleyhimüsselam” bu işi yapmak için gelmişlerdir esasen.

Bu sözler, ruhuna hayat verdi Ebu Said’in.
Kendinden geçer gibi dinledi bu zatı.

Devam etti bu Velinin sohbetine.
Ve yükseldi tasavvufun yüksek derecesine.

Büyükleri sevin!

Bu zat, bir sohbetinde;
- İşin başı, muhabbettir, buyurdu. Allah adamlarını çok seviniz. Zira onların hürmetine, yağıyor yağmur ve kar. Onların kalblerinden, kalblere feyiz akar.

Şöyle devam etti:
- O büyüklere sevgi muhabbet ne kadarsa, onların kalblerinden o kadar feyz gelir.

Sordular:
- Sevgi az olursa yine feyiz gelir mi efendim?
- Evet, az da olsa feyz gelir. Yeter ki, o zatlara inkâr olmasın bir kalbde.

- İnkâr varsa efendim?
- İnkâr varsa, feyz gelmez. Nitekim büyüklerimiz; (İnkâr eden, mahrum kalır) buyurmuşlardır.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
31.10.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı