Abdülvehhab-i Åžarani hazretleri “rahmetullahi aleyh” zamanında, bu zatı çok seven biri anlatıyor:
Bir zaman hasta olmuÅŸtum.
AÄŸrıların ÅŸiddeti gün be gün artıyordu.
Artık dayanamaz hale gelmiştim.
Kendi kendime;
“Galiba ömrüm bitti. Bu hastalıkla yakında ölürüm” diye düÅŸünüyordum.
Zira aÄŸrılara hiç takatim kalmamıştı.
Derken rüya gördüm bir gece.
Åžöyle ki;
Çok büyük bir nehirdeyim.
Çılgın sular sürüklüyordu bedenimi.
Param parça olurum
Az sonra ilerde bir çaÄŸlayan göründü.
Eyvah! dedim. Oradan aÅŸağı düÅŸersem, param parça olurum.
Şelaleye iyice yaklaşmıştım.
AÅŸağı düÅŸmem an meselesiydi ki, aniden bir el beni tutup nehir dışında bir yere bıraktı.
KurtulmuÅŸtum.
İyi de kimindi bu el?
Merakla etrafıma baktığımda İmam-ı Åžarani hazretlerini gördüm hemen yanımda.
Tebessüm ediyordu.
O anda uyandım.
Baktım ki, iyileşmişim.
Hiç aÄŸrı sizi kalmamış vücudumda.
Huzurlu olmak için
Bu zat, bir gün bazı gençlere;
- İnsanların ayıplarını ifÅŸa etmeyin, buyurdu. Bilakis örtün onları.
Ve sordu onlara:
- Niçin biliyor musunuz?
- Niçin efendim?
- Çünkü kim bu dünyada insanların ayıbını örterse Allahü teâlâ da kıyamet gününde onun günahlarını örter.
|