Ana Sayfa >  1001 Güzel Menkîbe > Ä°nsanlar Cehennem derdini bilselerdi > Benim sonum ne olacak
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Benim sonum ne olacak

Ali Bekka hazretleri “rahmetullahi aleyh” çok aÄŸlardı.
Öyle ki, gözyaşı tuzlu olduÄŸu için, yüzünde aktığı yerde iz bırakmıştı.
Yani akıp geçtiÄŸi yerleri kısmen çürütmüÅŸtü.

Bu yüzden kendisine “Bekka” yani “çok aÄŸlayan” lakabı verilmiÅŸti.
Ancak böyle aÄŸlamasının sebebini kimse bilmiyordu.

Bir gün sevenleri çok ısrar etti.
Yalvarıp yakardılar.
Bu ağlamanın sebebini sordular.

Åžöyle anlattı:

Seneler önce, aç susuz kalarak, harikulade hallere sahip olan bir arkadaşım vardı.
Bir gün ikimiz, tayyi mekan ile BaÄŸdat’tan çıktık.
Çok uzaktaki ÅŸehre, bir anda gittik.

Orada arkadaşım bana;
- Ali, falan tarihte benim evimde ol, vefat ederken, yanımda bulun! dedi.

Ve ekledi:
- Ama ihmal etme, bu sana vasiyetimdir.

İşimizi gördük.
Yine tayyi mekan ile BaÄŸdat’a döndük.

Aylar sonra onun bu sözünü hatırladım.
DediÄŸi gün evine gittim.

Ölüm döÅŸeÄŸinde idi.
Son anlarını yaşıyor, can çekiÅŸiyordu.
Ama yüzü, doÄŸu tarafına dönmüÅŸtü.

Tutup kıbleye çevirdim.
Tekrar doÄŸuya döndü.

Yine kıbleye çevirdim.
Yine doÄŸuya döndü.

O ara gözlerini açıp;
- Ali, hiç uÄŸraÅŸma, benim İslam’dan nasibim kalmadı, ben bu tarafa dönmüÅŸ olarak öleceÄŸim! dedi.

Sonra, küfür olan, imanı gideren sözler söylemeye baÅŸladı.
Din-i İslam’dan çıktı.
Ve imansız öldü.

Bunu duyanlar, cenazesini dışarıya attılar.
Olay duyulunca, cesedin etrafını kalabalık sardı.

Kızanlar,
Sövüp sayanlar,
Bizim sonumuz ne olacak diye ağlayanlar vardı.

Ben de aldım başımı çıktım köyden.
Giderken de; "Benim sonum ne olacak?" diye hem ağlıyor hem tevbe ediyordum.

Saatlerce yürüdüm.
Nihayet bir Hıristiyan köyüne vardım.
Baktım, ortada bir cenaze var.
Köylü etrafında toplanmış, sövüp sayıyorlar.

Beni tanıyorlardı.
Uzaktan görünce;
- Ali hoca, Ali hoca, gel gel! diye çağırdılar.

Yanlarına yaklaştım.
Hışımla yerdeki cenazeyi göstererek;
- Bu var ya bu, bizim dinimizi reddetti, sizin söylediÄŸiniz sözleri [kelime-i ÅŸehadeti] söyleyerek, ben Müslüman olarak dünyadan ayrılıyorum diyerek öldü. Biz de bu ölüyü ne yapalım, yakalım mı diye düÅŸünüyorduk, dediler.

Ben onlara;
- Ne güzel, hak din üzere ölmüÅŸ, bunda kızacak ne var? dedim.

Daha da köpürdüler ve;
- Bu, bizim ruhbandı, bize hainlik etti, dinimizi reddetti, bâtıl yolda olduÄŸumuzu söyledi, “Gelin siz de Müslüman olun, küfürde kalmayın” diyerek bize hakaretler etti, dediler.

Onlara;
- Åžu ilerdeki köyde de, sizin dininiz üzere ölen birisi var. Onun da cenazesi ortada kaldı. İsterseniz bu iki cenazeyi deÄŸiÅŸelim, dedim.

- İyi olur, değişelim, dediler.
Cenazeleri deÄŸiÅŸtik.

Onlar onu alıp, kendi mezarlıklarına gömdüler.
Biz de bizimkini alıp, yıkadık, kefenledik.
Ve cenaze namazını kılıp bizim mezarlığa defnettik.

Ali Bekka hazretleri bu hadiseyi anlattıktan sonra;
- İşte bu olay üzerine senelerdir aÄŸlıyorum, buyurdu.

Ve şunu anlattı:
Ahmed bin Hanbel hazretleri de vefat ederken, eliyle iÅŸaret edip;
- Hayır olmaz! diyordu.

Yanındaki oğlu;
- Babacığım bu ne hâldir? diye sorunca;

- Evladım, ÅŸeytan karşıma geçmiÅŸ; "Benim elimde can ver" diyor. Ben de; "Hayır olmaz! hayır olmaz!" diyorum, buyurdu.

Ve ekledi:
- Bir nefes kalıncaya kadar tehlike vardır. Åžeytanın aldatmasından emin olmak yoktur, ama hocası saÄŸlam olanın kurtuluÅŸ ümidi çoktur.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Güncelleme Tarihi
27.12.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı