Abdullah el Acemi hazretleri “rahmetullahi aleyh”, büyük âlim ve Velilerdendir.
YaÅŸadığı beldenin sultanı, âlim ve Evliyayı çok severdi.
Bir gün, bu zatın bulunduÄŸu köye gelmiÅŸti.
Gördü ki, bahçede bir yiÄŸit çalışıyor.
Bu yiÄŸit, Abdullah el Acemi hazretleriydi.
O zamanlar genç olup bahçıvanlık yapıyordu birinin bahçesinde.
Sultan atını durdurup, bir tane “tatlı“ nar istedi bu gençten.
Hazret-i Abdullah, bir nar koparıp verdi sultana.
Fakat götürdüÄŸü nar ekÅŸiymiÅŸ.
Utandı, mahcup oldu.
Zira hiç bakmamıştı o narların tadına.
Derhal namaza durdu.
AÄŸaçlar secdeye yattı
Fakat o da ne?
O secde ettiÄŸinde, bahçedeki bütün aÄŸaçlar ve otlar, Onunla birlikte secdeye yattılar.
Sultan da gördü bu hadiseyi.
Hemen attan inip, yaklaştı yanına.
- İsminiz ne?
- Abdullah efendim.
- Evli misin?
- Hayır efendim, bekârım.
- Öyleyse senden bir istirhamım var. EÄŸer kabul edersen çok sevinirim.
- Estagfirullah, buyurun.
- Benim çok güzel ve saliha bir kızım var. Onu sana vermek istiyorum. Ne dersin?
- Olur, ama benim hiç dünyalığım yok. O ise sultan kızı. Bana lâyık deÄŸil.
Sultan gülümsedi:
- Hiç önemli deÄŸil. Sen kabul edersen, bizim için ÅŸeref olur.
- Siz bilirsiniz efendim.
Sultan sevinçle eve döndü oradan.
Ve bunu söyledi hanımına.
O da çok sevindi bu iÅŸe.
Kızının çeyizini, yüz deveye yükletip, gönderdi bu Veli’nin bulunduÄŸu beldeye.
DüÄŸünleri yapılıp evlendiler.
|