İmam-ı Gazali hazretleri “rahmetullahi aleyh” zamanında Mustafa Bekri diye bir seyyid vardı ki, Mescid-i Nebevi’de hizmet ediyordu.
O anlatıyor:
Hemen hemen her gece Resul-i kibriyayı “aleyhisselam” rüyada görüyordum.
Her gördüÄŸümde bana tebessüm buyuruyordu.
Hizmetimden memnun diye seviniyordum ben de.
Fakat bir gece gördüÄŸümde, aÄŸlıyordu.
Çok üzüldüm.
“Acaba bir kusurum mu oldu?” diye düÅŸündüm.
Senin kusurun yok
Ben böyle düÅŸünürken, Efendimiz “aleyhisselam” bana dönüp;
- Senin kusurun yok, buyurdu.
Çok sevinip, sordum:
- Niçin aÄŸlıyorsunuz öyleyse yâ Resulallah?
- İsmi, benim ismimden olan mübarek bir âlim vefat etti. Ona aÄŸlıyorum, buyurdu.
O esnada uyandım.
Hayırdır inşallah dedim.
Bir müddet sonra duyduk acı haberi.
İmam-ı Gazali hazretleri vefat etmiş meğer.
Emrin baÅŸ göz üstüne!
Vefat edeceÄŸi günün gecesi, sabaha kadar namaz kıldı.
Kur’an-ı kerim okudu.
Sabah vakti girince, abdestini tazeleyip kefenini istedi yakınlarından.
Getirip arzettiler.
Öpüp yüzüne sürdü ve;
- Emrin baÅŸ göz üstüne yâ Rabbi, dedi yavaÅŸça.
Sonra odasına girdi.
Uzun zaman çıkmayınca, ev halkı merak ettiler.
Kapısını açıp da girdiklerinde vefat etmiÅŸ buldular büyük İmamı.
Baş ucunda, yazılı bir kağıt vardı.
Ey beni ölmüÅŸ gören ehl-i beytim! Bilin ki, ben ölmedim. Asıl ÅŸimdi hayat baÅŸladı. Ruhuma bir Fatiha okuyun. Ben ahirete gittim, sırada siz varsınız yazıyordu.
|