İmam-ı Rabbani hazretleri “kuddise sirruh”, Baki Billah hazretlerine “kuddise sirruh” iki ay hizmet edip, mutlak icazet aldı.
Baki Billah hazretleri, çok ilgi gösterirdi kendisine.
Bir gün ÅŸunu anlattı Ona:
Ben, hocam Hacegi İmkenegi hazretlerinden “kuddise sirruh” icazet aldığım zaman, bana;
- Hindistan’a git. Orada birini yetiÅŸtireceksin ki, o kimse kutb-u alem olur ve bu dini ihya eder, buyurdu.
- BaÅŸ üstüne efendim, deyip ayrıldım.
Sizin bulunduÄŸunuz Serhend’e vasıl olunca, bir rüya gördüm gece.
Bana gaibten;
- Bir kutbun civarında bulunuyorsun! denildi.
Sonra, o kutbun ÅŸemailini gösterdiler bana.
İşte o kutup, sizsiniz. Size müjdeler olsun.
Hakikaten İmam-ı Rabbani hazretleri “kuddise sirruh”, Onun yanından ayrılıp da Serhend’e dönünce, insanlar etrafında toplanmaya baÅŸladılar.
O da hocasından aldığı feyzleri o gelenlere saçmaya baÅŸladı.
Kapıda kim var?
Muhammed Baki Billah hazretleri, talebesi olan İmam-ı Rabbani hazretlerinin mübarek hanesine gelmiÅŸti bir sabah.
Kapıda hizmetçisine sordu.
- Åžu anda meÅŸgul, dedi hizmetçisi.
Ve ekledi:
- İçeri buyurun.
Baki Billah hazretleri:
- Girmeyeyim, rahatsız olmasınlar, buyurdu.
Ve kapıda beklemeye başladı.
Ancak hazret-i İmam duymuştu konuşmaları.
- Kapıda kim var? diye seslendi hizmetçiye.
O tam cevap verecekti ki, hocası;
- Fakir Muhammed Baki, diye arzetti dışarıdan.
Hocasının sesini duyunca koştu kapıya.
Ve büyük bir edeb ve hürmetle içeri aldı.
Oturup sohbet ettiler.
|