ALİ RAMİTENİ
kuddise siruh
İslâm âlimlerinin ve evliyânın büyüklerinden. Buhârâ yakınlarındaki Râmiten kasabasında doÄŸdu. DoÄŸum târihi bilinmemektedir. 1328 (h.728) yılında Harezm ÅŸehrinde vefât etti.
İslam âlimlerinin çok büyüklerindendir.
Evliya-yı kiramdan, çok yüksek bir velidir.
Çok kısa bir zamanda, bitirdi tahsilini.
İlm-i batının dahi ikmal etti hepsini.
Üstadından aldığı feyiz, nur ve hidayet,
Sayesinde, kemale eriÅŸti en nihayet.
Elinin emeğiyle kazanıp yerdi helal.
Dokumacılık ile, eder idi iştigal.
O, dokumacıların piridir ki hem yine,
Bu yüzden, (Pir-i nessac) denilir kendisine.
Binüçyüz yirmisekiz yılında, bu büyük zat,
Yüzotuz yaÅŸlarında, Harezm’de etti vefat.
Kabrinden nur yayılır cihana pek ziyade.
Ziyaret eyleyenler, ederler istifade.
Bir gün, hanelerinde kalmadı hiç yiyecek.
Yoktu misafirine bir ÅŸey ikram edecek.
Çok üzüntü olmuÅŸtu, bu, evdeki iyale.
Talebesinden biri, vakıf oldu bu hale.
Bir pilicin içini, pirinçle doldurarak,
PiÅŸirip, takdim etti, onu ikram olarak.
Dedi ki: (Ey efendim, hoÅŸ görün lütfen bizi.
Ve kabul buyurun bu küçük hediyemizi.)
Hocası çok sevinip, sürur geldi kalbine.
O akÅŸam ikram etti, onu misafirine.
Huzuruna çağırdı sonra o talebeyi.
Buyurdu ki: (İkramın, oldu makbul ve iyi.
Senin dahi şu anda, bir muradın var ise,
Åžimdi hacet kapısı açıktır, söyle bize.)
O genç dedi: (Ey hocam, bir arzum var ki benim,
Sizin gibi olmaktır hayatta tek emelim.)
Buyurdu ki: (Evladım, bu, çok ağır iÅŸ fakat.
Bu sıkleti çekmeye, sende yok güç ve takat.
Çökerse, ezilirsin bu yük omuzlarına.
BaÅŸka ÅŸey talep eyle, tavsiyem budur sana.)
Genç yine ısrar edip, dedi ki: (Ey üstadım!
Sizin gibi olmaktan başka yok bir muradım.)
(Peki âlâ) buyurup, o genç talebesine,
Kuvvetli bir teveccüh buyurdu kendisine.
Onun bu himmetiyle, bir anda o genç kiÅŸi,
Onun derecesine eriÅŸti, oldu iÅŸi.
Fakat öyle bir hale geldi ki o sevgiyle,
Kendinden geçti hemen, o halin tesiriyle.
O sıkletin altında, ezildi hakikaten.
Kırk gün yaşıyabildi, o günden itibaren.
Kırkıncı gün, bu yüke takat getiremeyip,
Teslim etti ruhunu, nihayet (Allah) deyip.
Bir anda, kendi gibi olunca o da aziz,
(Azizan) dedi ona, artık büyüklerimiz.
|