Ana Sayfa >  Alim ve Evliyaların Alfabetik Listesi > C > Cafer-i Sadık > Feyz kaynağı idi
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Feyz kaynağı idi

CAFER-İ SADIK
rahmetullahi aleyh

Ehl-i beytten ve meÅŸhûr velîlerden. İslâm âlimlerinin gözbebeklerinden olup, seyyid ve oniki imâmın altıncısı. Hazret-i Ali'nin torunlarından.

Eshâb-ı kirâmı görmekle ÅŸereflenen Tâbiîn devrinin yükseklerinden ve evliyânın büyüklerinden olup, tasavvufta büyük rehberlerden olan ve kendilerine silsile-i aliyye denilen NakÅŸibendiyye yolu âlimlerinin dördüncüsüdür.

İsmi Câfer-i Sâdık bin Muhammed Bâkır bin Ali Zeynelâbidîn bin Hüseyin bin Ali bin Ebî Tâlib, künyesi Ebû Abdullah'dır. Tâhir, Fâdıl gibi lakabları vardır. En meÅŸhûr lakabı, "Sâdık"tır. Babası Muhammed Bâkır, Annesi Ümmü Ferve'dir. Annesinin babası Kâsım, onun babası Muhammed ve onun babası da hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk'tır. Annesinin annesi, Abdurrahmân bin Ebû Bekr'in kızı Esmâ'dır.

702 (h.83) senesinde Medîne-i münevverede doÄŸdu. 765 (h.148) senesinde Mekke'de vefât etti. Kabri, Cennet-ül-Bâkî'de olup, babası ve dedesi yanındadır.

İslam âlimlerinin gözbebeklerindendir.
Hem dahi seyyid olup, evlad-ı Resuldendir.

Tabiin-i kiramdan büyük âlim, evliya.
Ondan yayılıyordu kalblere nur ve ziya.

Dedesinin dedesi Server-i kâinattır.
Bilcümle evliyaya, feyiz veren bir zattır.

Annesi Ümmü Ferve, hem baba, hem anneden,
Hazret-i Ebu Bekr'e dayanır ayriyeten.

Temiz, yüksek bir soya sahip olduÄŸu gibi,
Güler yüz, tatlı dilli, çok büyük bir veliydi.

Kırmızı beyaz idi yüz rengi de bilhassa.
Hem orta boylu olup, değildi uzun, kısa.

O, din ilimlerinde mahir olduÄŸu gibi,
Fen bilgilerinde de olmuÅŸtu söz sahibi.

İlim ve marifette, zühd, vera ve takvada,
MeÅŸhurdu üstünlüÄŸü, güzel huy ve ahlakta.

O, Resul-i ekremin dininin sultanıydı.
Nübüvvet kemalinin delili, burhanıydı.

O, tam vârisi idi Server-i kâinatın.
Ve gönül meyvasıydı evliyayı kiramın.

O, Hak aşıklarının serveri, önderiydi.
Ve aÅŸk sahiplerinin delili, rehberiydi.

Tefsir ilminde dahi, eşsizdi zamanında.
DüÅŸüp bayılıyordu bazı namazlarında.

Bir gün Davud-i Tai, sabah çıktı evinden.
Ve Cafer-i Sadık'ın yanına geldi hemen.

Dedi ki: (Sen, Resulün mübarek torunusun.
Bana nasihat et ki, ÅŸu kalbim huzur bulsun.)

Buyurdu ki: (Ey Davud, zahidsin sen de ama.
İhtiyacın var mı ki benim nasihatıma?)

Dedi: (Evet, çünkü sen evlad-ı Resuldensin.
O kandan, bir zerre var kanında hem de senin.

Var elbet üstünlüÄŸün, cümle Mekke halkına.
Muhtaçtır herkes bugün, senin nasihatına.)

Buyurdu ki: (Ey Davud, bu, soy iÅŸi deÄŸildir.
yalnız halis ameller, orada fayda verir.

Ceddim Resul-i ekrem, mahşerde, bana yarın,
Sorarsa: Niçin bana tam hakkıyla uymadın?

Sen bana bu kadar mı uyacaktın ey oğlum?
Diye buyurmasından, pek fazla korkuyorum.)

Davud bunu duyunca, başladı ağlamaya.
Dedi: (Ya Rab, bu iÅŸi, gücüm yok anlamaya.

O Cafer-i Sadık ki, torunudur Resulün.
İlim ve marifette, cihanda tektir bugün.

Sözleri, yaÅŸayışı, senet ve vesikadır.
Dedesi Resulullah, ninesi Fatıma’dır.

Buna raÄŸmen, o böyle çok korkarsa bu günde,
Davud'un hali n'olur, yarın mahÅŸer gününde?

Onun, böyle bir korku sarar ise içini,
Davud kim oluyor ki, beÄŸensin bir iÅŸini.)
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Güncelleme Tarihi
16.12.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı