Seyyid Fehim Efendi, her sene, Müks'ten Van'a,
Gelir ve feyz verirdi günlerce Van halkına.
Kendisini çok seven, mahkeme baÅŸ katibi,
Ahmet Bey’in evinde ekseri kalır idi.
Lakin o Hac'da idi bir sene geldiÄŸinde,
Buna rağmen yine de, kaldı onun evinde.
Bir kaç talebesiyle, bu evde misafirken,
Onlardan birisini, kaldırdı gece birden.
Buyurdu ki: (Uyandır diğer talebeleri.
Zira terk edeceÄŸiz çok acele bu evi.)
Arz etti ki: (Emriniz baÅŸ göz üstüne, ancak,
Sabahı bekleseydik, zira ayıp olacak.)
Buyurdu: (Hayır hayır, gidelim geceleyin.
Hem de oğullarına, haber ver Ahmet Bey'in.)
Onlar dahi uyanıp, bunu haber aldılar.
Huzuruna çıkarak, aÄŸlayıp yalvardılar:
(Efendim, kusurumuz olduysa, affediniz.
Ne olur, bizi böyle terk edip gitmeyiniz.
Babamız çok üzülür ve iner yüreÄŸine.
Nasıl cevap veririz, sonra kendilerine?
Siz yine lutf ederek, af buyurun bizleri.
Oturun rahat rahat, terk etmeyin bu evi.)
Buyurdu: (Evlatlarım, siz müsterih olunuz.
Bize, fazlası ile hizmette bulundunuz.
Ben dua ediyorum, razıyım hem de sizden.
Lakin ÅŸimdi acele gitmeliyiz bu evden.)
Çaresizlik içinde kalarak dediler ki:
(Nasıl emrederseniz, öyle olsun madem ki.)
O gece yarısında, derhal toparlanarak,
BaÅŸka eve gittiler, hem de acil olarak.
Ertesi gün sordu ki oÄŸlu Muhammed Emin:
(Babacığım, hikmeti ne idi ki bu işin?
Ahmed Bey'in evladı üzüldüler buna pek.
Dursaydık ne olurdu o evde sabaha dek?)
Buyurdu ki: (Kimseye söyleme bunu evlat!
Ahmet Bey, Beytullahta bu gece etti vefat.
Ev, yetim evi olup, kaldı mirasçılara.
Ve onlar sahip oldu evdeki eÅŸyalara.
Önceden, her eÅŸyayı rahat kullanıyorduk.
Her istediğimizi, rahat alıp yiyorduk.
Çünkü biliyorduk ki, Ahmet Bey, seve seve,
Her ÅŸeyi kullanmaya, izin verir bizlere.
Åžimdiyse, bütün bunlar oldu mirasçıların.
Kim olduklarını da, bilmiyoruz onların.
Her ÅŸey, o vârislerin hakkı oldu o saat.
Bir ÅŸeyi kullanmaya, yoktu izin ve ruhsat.
Kul hakkından kaçınmak maksadıyla, acele,
Ayrıldım o haneden, hakikat iÅŸte böyle.)
Bu hadiseden sonra, bir ay geçti aradan.
Hacılar, teker teker döndüler Beytullahtan.
Herkes geldiÄŸi halde, Ahmet Bey yoktu fakat.
Dediler: (O, bir gece, Mekke’de etti vefat.)
Bir hesap ettiler ki, bu vefat, hakikatte,
O gece vuku bulmuş, hem de aynı saatte.
Ahmet Bey’in evladı anladı ki aÅŸikâr:
Seyyid Fehim, o gece bu yüzden ayrılmışlar.
|