Ana Sayfa >  Alim ve Evliyaların Alfabetik Listesi > H > Hatim-i Esam > Benden neler öğrendin?
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Benden neler öğrendin?

O Hatim-i Esam ki, devrinin bir tanesi.
Velilerden Åžakik-i Belhi’nin talebesi.

Çocuk yaÅŸta baÅŸladı hocasının dersine.
Vakıf oldu bilcümle ilimlerin hepsine.

Bir gün Åžakik-i Belhi, çağırıp kendisini,
Sordu ki: (Kaç senedir dinliyorsun dersimi?)

(Otuz yıldır) deyince, sordu ki: (Peki, benden,
Bunca yıl ne öÄŸrendin, ne oldu istifaden?)

Dedi ki: (Ey üstadım, otuz küsur senedir,
Sizlerden öÄŸrendiÄŸim yalnız sekiz nesnedir.)

O böyle söyleyince, üstadı üzüldü pek.
Dedi: (ÖÄŸrenmemiÅŸsin fazla ÅŸey benden demek.

Bunca yıl gayret ettim senin yetiÅŸmen için.
Seninse istifaden az olmuÅŸ, acep niçin?)

Dedi ki: (Ey üstadım, böyledir hakikaten.
Lakin fazlasını da istemezdim ben zaten.

Zira biliyorum ki, dünya ve ahirette,
Felaha ermek için, bunlar kâfi elbette.)

Hocası buyurdu ki: (Nedir bunlar evladım?
Söyle de, benim dahi olsun bir malumatım.)

Dedi ki: (Birincisi, baktım, herkes şimdiden,
Bir ÅŸeyi gaye seçmiÅŸ, koÅŸar onun peÅŸinden.

Kimi mal, kimi para, kimi ÅŸöhret peÅŸinde.
Kimi de mevki makam, rütbe endiÅŸesinde.

Yegane gaye olmuÅŸ, bunlar o insanlara.
Hırs ile uÄŸraşırlar, varmak için bunlara.

Ve lakin dikkat ettim, o sevdikleri ÅŸeyler,
Onlara, kabre kadar arkadaşlık ederler.

Hiçbiri, onlar ile girmiyorlar kabire.
Halbuki onlar için uÄŸraÅŸmıştı habire.

DüÅŸündüm ki, öyle dost bulayım ki kendime,
ÖldüÄŸümde, benimle, o da girsin kabrime.

Sadece bu dünyada olmasın bana yaran.
Öldükten sonra dahi, ayrılmasın yanımdan.

Mezara girdiğimde, bırakmasın beni tek.
Bulunsun hep yanımda, kıyamet gününe dek.

Böyle sadık arkadaÅŸ ve böyle vefalı yar,
Ne olabilir diye, düÅŸünüp verdim karar.

(Rabbime ibadet)ten daha vefalı, sadık,
Arkadaş bulamayıp, sarıldım ona artık.

Bildim ki, ibadetler yapılınca ihlasla,
Sahibini, hiç yalnız bırakmaz yolda asla.

O, ölüp de kabire girdiÄŸi zaman bile,
Ayrılmayıp, arkadaş olurlar onun ile.

Tamamen yüz çevirip o yalancı dostlardan,
Rabbime ibadete sarıldım hiç durmadan.

Haram ve günahlardan, kaçındım ince ince.
İyilik, ihsan yaptım elimden geldiğince.)

Åžakik dedi: (Çok doÄŸru söylüyorsun ey Hatim!
İkinci faideni söyle de dinleyeyim.)


İkinci faidem

Hatim dedi: (Ey hocam, faydamın ikincisi,
Nefsinin peÅŸi sıra koÅŸar gördüm herkesi.

Onun isteklerini, helal-haram demeden,
Yapıyorlar, Allah'tan hiç de hayâ etmeden.

Halbuki Hak teâlâ, Kur'anda ara ara,
Bu nefse uymamayı emrediyor kullara.

Hatta buyuruyor ki: (Nefsine düÅŸmanlık et.
Zira nefs-i emmaren düÅŸmandır bana elbet.)


Kim Rabbinden korkarak, uymaz ise nefsine,
KavuÅŸur Cennetteki nimetlerin hepsine.

Nefsimi düÅŸman bilip, çalıştım uymamaya.
Dikkat ettim an be an, ona aldanmamaya.

Ona, böyle ÅŸiddetle edince muhalefet,
O da, isteklerinden vazgeçti en nihayet.

Rabbine ibadetten kaçarken daha önce,
Åžimdi yapmak istiyor ihlasla gündüz gece.)

Åžakik dedi: (Ey Hatim, tebrik ederim seni.
Söyle de dinleyeyim üçüncü faideni.)

Dedi ki: (Nazar ettim, insanların haline.
DüÅŸkün gördüm onları, dünya mal-ü mülküne.

Türlü sıkıntılara girerek gece ve gün,
Dünyalık toplamaya uÄŸraşırlar büsbütün.

Halbuki Hak teâlâ, dünyaya, zerre kadar,
DeÄŸer, kıymet vermiyor, öyleyse neye yarar?

Hem dahi Hak teâlâ buyurdu ki Kur'anda:
(Her ne topladıysanız, mal namına dünyada,

Sıkı sarılsanız da onlara her ne kadar,
Ölünce, elinizden çıkacak hep o mallar.

Ve lakin Allah için sarf ettiyseniz ancak,
İşte o mallarınız, sizden ayrılmayacak.)

Bu âyeti düÅŸünüp, ne kadar varsa malım,
Hepsini, Allah için din yoluna harcadım.

Böylece, elimdeki o malları, tamamen,
Verip, yoldaÅŸ eyledim kendime ebediyen.

Dünya için, para pul etmedim asla talep.
Allah için kazanıp, o yolda harcadım hep.)

Åžakik dedi: (Ne güzel söylüyorsun ey Hatim!
Dördüncü faideni söyle de öÄŸreneyim.)

Dedi ki: (İnceledim insanların halini.
Gördüm ki, çekemiyor bir kimse diÄŸerini.

Yani birbirlerine bakıp haset ederler.
Gayrinin mallarına, ilmine göz dikerler.

Halbuki Hak teâlâ buyurdu ki âyette:
(Biz onların rızkını, taksim ettik elbette.)

DüÅŸündüm ki: Allah'ın kuluyum ben de madem,
Benim dahi rızkımı, verir Rezzak-ı âlem.

Razı oldum Rabbimin ezeli taksimine.
Göz dikmedim kimsenin emvaline, ilmine.)

Åžakik dedi: (Ey Hatim, ne güzel söylüyorsun.
Söyle beÅŸinciyi de, benim de bilgim olsun.)


BeÅŸinci faidem

Hatim dedi: (Ey hocam, beÅŸinci istifadem,
İnsanlara baktım ve çok hayret eyledim hem.

Åžöyle zannederler ki bazıları maalesef:
İnsan, dünyalık ile bulur kıymet ve ÅŸeref.

Makam sahiplerine, gösterirler çok hürmet.
Böyle olmayanlara, vermezler ehemmiyet.

İnsanlık kıymetini, zenginlikte ararlar.
Ve lakin fakirlere, hor ve hakir bakarlar.

Fakat ben düÅŸündüm ki: Hak teâlâ indinde,
İnsanlığın ÅŸerefi, yoktur bunlar içinde.

Zira buyuruyor ki bu hususta Rabbimiz:
(Kim benden çok korkarsa, odur en ÅŸerefliniz.)

Ben onların fikrine, vermedim ehemmiyet.
Rabbimin her emrine, eyledim tam riayet.

Takvaya sarılarak, hayâ ettim Allah'tan.
Onun korkusu ile kaçındım her günahtan.)

Åžakik dedi: (Ne güzel söylüyorsun ey Hatim!
Altıncı faideni söyle de dinleyeyim.)

Hatim dedi: (Ey hocam, baktım pek çok insana.
UymuÅŸlar tamamiyle nefis ile ÅŸeytana.

Bir kısmı, diÄŸerinin malına göz dikmiÅŸler.
Dünya için, bazısı bazısına diÅŸ biler.

Halbuki kitabında buyuruyor ki Allah:
(DüÅŸmanınız, nefis ve ÅŸeytandır, olun agah!

Ve sizi doğru yoldan kim isterse ayırmak,
Biliniz ki, onlar da düÅŸmandır size mutlak.)

DüÅŸman bildim kendime, nefsim ile ÅŸeytanı.
Sevmedim beni yoldan çekmeye uÄŸraÅŸanı.

Aldanmadım onların yaldızlı sözlerine.
Kulak verdim sadece, İslam âlimlerine.

Onlara kıymet verip, sevdim Müslümanları.
DüÅŸman bildim kendime, bozguncu insanları.

Âlimlerin sözüyle, iyi oldu her hâlim.
Dünyadan, ahirete meyletti hem de kalbim.

Bildim ki, lüzumsuzmuÅŸ dünya malını sevmek.
DeÄŸmezmiÅŸ dünya için, gayriyi haset etmek.

Hem dahi öÄŸrendim ki, dünyaya, Allah meÄŸer,
Sinek kanadı kadar vermezmiş asla değer.

DüÅŸündüm ki: Rabbimin hiç kıymet vermediÄŸi,
Dünya için, deÄŸer mi haset etmek gayriyi?

Nasılsa o dünyalık, yarın çıkar elimden.
Ben, ÅŸimdiden çıkardım sevgisini kalbimden.

Bildim, bunun sonunda ölüm vardır akıbet.
Ve lakin sonu yoktur, ebedidir ahiret.

DüÅŸündüm ki: Ahiret madem ki ebedidir,
O halde, ibadete sarılmak en iyidir.

Dünya muhabbetini tam çıkardım içimden.
Hazırlığa başladım ahirete şimdiden.)

Åžakik dedi: (Ey Hatim, bu tesbitin ne iyi.
Söyle de, dinleyeyim yedinci faideyi.)


Yedinci faidem

Hatim dedi: (Ey hocam, baktım şu insanlara,
Helal haram demeden, kazanırlar hep para.

Bir lokma ekmek için, girerler çok zillete,
Katlanırlar bu yüzden bir hayli eziyete.

Lakin buyuruyor ki Rabbimiz bunun için:
(Hiç bir canlı yoktur ki, rızkı gönderilmesin.)

DüÅŸündüm ki: Ben dahi, bir canlıyım pekala,
Benim dahi rızkımı gönderir Hak teâlâ.

Madem ki rızık için, kefildir Allah bize,
O halde ne lüzum var fazla düÅŸünmemize?

Dünyada benim gibi, milyarlarca canlı var.
Verir rızıklarını, geçse de uzun yıllar.

Benim dahi rızkımı gönderir Rabbim elbet.
Niçin bunu kendime edineyim fazla dert?

Yalnız ben, kul olarak yapıştım sebeplere.
Helalinden kazanıp, harcadım helal yere.

O emrettiÄŸi için çalışıp, tuttum sanat.
Lakin kazandığıma eyledim hep kanaat.)

Åžakik dedi: (Ey Hatim, çok doÄŸru söylüyorsun.
Sekizinci faydanı söyle de bilgim olsun.)

Hatim dedi: (Ey hocam, baktım şu ahaliye,
Gördüm ki, güvenirler Rablerinden gayriye.

Kimisi parasına, kimi mal ve mülküne,
Kimi de güveniyor, makam ve mevkiine.

Bir kısmı da fakirdir, yok onlarda mal, para.
Dayanır onlar dahi, kendi gibi kullara.

Halbuki Müslümana, yakışmaz böyle olmak.
Zira ÅŸöyle buyurur Kur'anda cenâb-ı Hak:

(Kim ki tam güvenirse ÅŸayet Yaradanına,
YetiÅŸir O da onun, her türlü imdadına.)

Ben bunu düÅŸünerek, Rabbimden gayrisinden,
Yüz çevirip, hiç yardım istemedim kimseden.

Yalnız Ona güvendim ve Ona dayandım hep.
Dünyada, hiç sıkıntı çekmedim bundan sebep.

DüÅŸündüm ki: Onların güvendiÄŸi o ÅŸeyler,
Hepsi, Hak teâlâdan elbette acizdirler.

Mal telef olabilir, insan ölür akıbet.
Rabbimiz ölümsüzdür, Onundur güç ve kuvvet.)

Åžakik bunu duyunca, buyurdu ki: (Ey Hatim!
Semavi kitapların hepsini ettim hatim.

Gördüm ki, dördünün de bunlardır hülasası.
Bu sekiz temel üzre yazılmıştır esası.

Her kim, bu sekiz ÅŸeye tam ederse riayet,
Dünya ve ahirette bulur sonsuz saadet.

GevÅŸeklik eder ise bunlarda insan eÄŸer,
Dünya ve ahirette, çeker çok elem, keder.)

Ya Rabbi, bu mübarek kulların hürmetine,
Nail et bizleri de af ve maÄŸfiretine.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Güncelleme Tarihi
6.11.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanlarýn istifadesi için hazýrlanmýþtýr. Orjinaline sadýk kalmak þartýyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediði gibi alýp istifade edebilir.

Hosted by Ýhlas Net
Ziyaretçi Sayýsý