Sultan Sencer vardı ki, Gazali zamanında,
Altmış sene kalmıştı, padişahlık tahtında.
Dinine baÄŸlı olup, severdi âlimleri.
Kendi de, ilim ile uğraşırdı ekseri.
İmam-ı Gazali’yi, birçok çekemeyenler,
Onu, Sultan Sencer'e ÅŸikayet eylediler.
O dahi, haber salıp, İmama, birisiyle,
GörüÅŸmek isteÄŸini bildirdi kendisiyle.
Lakin o, bu davete icabet etmeyerek,
Mazeret beyan etti, bir mektup göndererek.
Sultana, o mektupta yazdı ki: (Cenâb-ı Hak,
Seni, iyi iÅŸlerde eylesin hep muvaffak.
İhsan etsin sana hem, ahiret sultanlığı.
Ki, hiçtir ona göre dünya padiÅŸahlığı.
Bu dünya saltanatı, geçicidir, fanidir.
O da, birkaç seneden daha fazla deÄŸildir.
Hem sonra, bu dünyanın var mıdır ki kıymeti,
Sultanlığının dahi olsun ehemmiyeti?
İnsan, sahip olsa da bütün dünya mülküne,
Onunla övünmeye deÄŸer mi dünya yine.
Öyleyse gönül verme, sen bu dar-ül gurura.
Ebedi sultanlığa gönül ver, onu ara.
Bu saadete ermek, çok güç ise de, lakin,
Sana göre kolaydır sultan olduÄŸun için.
Hadiste buyuruldu: (Bir günlük bir adalet,
Altmış yıllık taatten üstündür daha elbet.)
Herkesin, altmış yılda kazanacağı şeyi,
BahÅŸetti Allah sana, bir günde kesb etmeyi.
Dünyanın kötülüÄŸü, açık ve ortadadır.
Ondan daha ortada ve aÅŸikâr ne vardır?
Åžimdi çağırırsınız beni sarayınıza.
Lakin arz edeyim ki halimi zatınıza,
Ben, elliüç senelik bir ömür sürdüm ki tam,
Bunun da kırk senesi, ilimle geçti tamam.
Sonra ben, MelikÅŸah’ın yanında, yirmi sene,
Bulundum ve gayetle yakındım kendisine.
Çok ilgi ve iltifat gördüm kendilerinden.
GörmediÄŸim kalmadı dünya nimetlerinden.
Fakat ÅŸimdi hepsini, terk ettim seve seve.
Ahdim var, sultanların yanına gitmemeye.
Kabul edilir ise eÄŸer bu mazeretim,
LütfetmiÅŸ olursunuz, bozulmaz eski ahdim.
Kabul olunmazsa da, sizindir emir, ferman.
Geleyim yanınıza, bu ahdi bozup heman.)
Sultan cevap yazdı ki: (Olmazsa size zahmet,
TeÅŸrifiniz, nimet ve ÅŸereftir bize elbet.)
|