Ömer bin Abdülaziz, malikti çok servete.
Lakin ondan daha çok, sahipti sehavete.
Öyle cömert idi ki, o kadar olur ancak.
Servetini, herkese dağıtırdı saçarak.
Faziletler sahibi, âlim ve pek adildi.
EÅŸine az rastlanan, bir insan-ı kâmildi.
Halife Melik ibni Abdülmelik devrinde,
Vali tayin edildi, Mekke ve Medine’de.
Hemen gitti o yere, yapmak için bu iÅŸi.
Onu karşıladılar âlimlerden çok kiÅŸi.
Sonra işe başlayıp, sarıldı adalete.
KavuÅŸtu hemen herkes, huzur ve saadete.
Kendi memleketini terk edip çoÄŸu insan,
Hicaz’da yerleÅŸmeye geliyordu o zaman.
O devrin halifesi, ölüm hastalığına,
Yakalanıp, çağırdı vezirini yanına.
Dedi: (Bu hastalıkla gidersem ahirete,
Ömer bin Abdülaziz otursun hilafete.)
Sonra, bir ahitname yazdı ve mühürledi.
(Bunu, ben öldüÄŸümde, herkese oku) dedi.
Sonra vefat eyledi, fazla zaman geçmeden.
Vezir de, valileri çağırdı sonra hemen.
Mühürlü ahdnameyi okudu valilere.
Ömer bin Abdülaziz ÅŸaşırdı birden bire.
Ahiret adamıydı zira bu mübarek zat.
Bu iÅŸ için, kendinde göremedi liyakat.
Yani o, hilafetin ağır yükü altına,
Girmekten korkuyordu, herkesin hilafına.
İsmi okunduğunda, şaşırıp kaldı birden.
İstifa isteğinde bulundu kendi hemen.
Lakin kabul olmadı, bu istifa dileği.
Aynen tasdik olundu, o gün halifeliÄŸi.
Vezir, onun koluna girerek sonra yine,
KonuÅŸma yapmak için, çıkardı minberine.
Ömer bin Abdülaziz, bir hutbe okuyarak,
BeÅŸ ÅŸey talep eyledi onlardan ilk olarak.
Dedi ki: (Ey insanlar, idaremizde her kim,
Var ise, ben onlardan, şu beş şartı isterim.
Birincisi, halini bize arz edemeyen,
Halkımın ahvalini, söyleyin bize hemen.
İkincisi, hayırlı, iyi işlerimizde,
Bize yardımcı olun ve destekleyin siz de.
Üçüncüsü, hak yoldan ayrılırsak biz biraz,
Siz buna mani olup, eyleyin hemen ikaz.
Dördüncüsü, halkımdan hiç kimse, hiç kimsenin,
Arkasından konuşup, gıybetini etmesin.
BeÅŸincisi, dünyaya ve ahirete ait,
Faidesiz ÅŸeylerle, geçirmeyin hiç vakit.)
|