İmam-ı a’zam Ebu Hanife hazretleri,
İlme hizmet etmekti, onun hep gayretleri.
İlim ve içtihadın, ulaÅŸtı zirvesine.
Ve Cafer-i Sadık’ın kavuÅŸtu çok feyzine.
Bu büyük evliyaya, iki yıl etti hizmet.
Bu sayede kalbine, aktı çok feyz ve hikmet.
Ömrünün sonlarına gelmiÅŸti ki o artık,
Abbasi devletinde, karışmıştı ortalık.
O zamanın sultanı, onun bu nüfuzunu,
Kullanmak gayesiyle, çağırdı bir gün onu.
Dedi ki: (Siyasette desteklersen sen beni,
Veririm ben de sana, temyiz reisliÄŸini.)
Fakat o, karışmadı siyaset işlerine.
O ısrar ettiyse de, kabul etmedi yine.
Hapse attı o zaman, o, Ebu Hanife’yi.
Ve reva gördü ona, cefa ve iÅŸkenceyi.
Bir ara çıkararak hapisten onu yine,
Evvelki teklifini, tekrar etti kendine.
Lakin o, takvasından reddetti yine bunu.
Sultan ise kızarak, hapsetti tekrar onu.
Başladı işkenceye, hep sopa attırarak.
Her gün devam ettirdi, sayıyı arttırarak.
Lakin halk galeyana gelir endiÅŸesiyle,
Zehirletti İmamı zehirli şerbet ile.
Şehid edildiğinde, yaşı tam yetmiş idi.
Teslim-i ruh anında, o secde eylemişti.
Duyanlar, çok üzüldü onun ÅŸehadetine.
Dediler: (Böyle bir zat, dünyaya gelmez yine.)
Cenazeyi yıkayan, bitirince işini,
Åžöyle dile getirdi onun kiÅŸiliÄŸini:
(Ey Numan, Allah sana eylesin ki çok rahmet,
Otuz yıl, ilim için eyledin hayli gayret.
Kırk senedir, yatağa, koymadın bir yanını.
İslam’a hizmet ile geçirdin her anını.
En çok ilim sahibi, en çok ibadet eden,
Sendin, iyi huyları kendinde cem eyleyen.)
Elli bin kiÅŸi geldi, onun cenazesine.
Sürdü namaz bitmesi, tâ ikindi vaktine.
İnsanlar, grup grup kıldılar namazını.
Rahmetle yad ettiler, onun yüksek zatını.
Vefatı hususunda, dediler ki âlimler:
(Dinin büyük direÄŸi, yıkıldı ey müminler!
O, ilmin ışığıydı ve bugün söndü artık.
Onun vefatı ile, dünya oldu karanlık.)
Peygamber efendimiz, buyurdu hadisinde:
(Gider arzın ziyneti, yüzelli senesinde.)
İşbu hadis-i ÅŸerif hakkında, çok âlimler,
(Bu, İmam-ı a’zamı bildiriyor) dediler.
|