Enes bin Malik der ki: Resul aleyhisselam,
Medine’ye gelince, yaşım sekiz idi tam.
Validem Ümmü Süleym, bir gün biraz un bulmuÅŸ.
KomÅŸudan da süt alıp, ikisini yuÄŸurmuÅŸ.
PiÅŸirip, sonra bana dedi ki: (Git hemence,
Babanı çağır gelsin, yiyelim beraberce.)
(Peki) deyip, mescide koşuverdim anında.
Baktım, babam oturmuÅŸ Resulün tam yanında.
Ben, Peygamberimizi görür görmez, ansızın,
Doğruca Ona vardım elimde olmaksızın.
Dedim: (Ya Resulallah, yemek yaptı validem.
Sizi, yemek yemeye çağırıyor ÅŸimdi hem.)
O Server seslendi ki cümle cemaatine:
(Kalkın, Ümmü Süleym’in gidelim davetine!)
Derhal Resulullahla birlikte o topluluk,
Yürüyüp, bizim eve az sonra vasıl olduk.
Resulullah sordu ki hem babama bakarak:
(Neler hazırladınız bize yemek olarak?)
Babam arz eyledi ki: (Bilmiyorum vallahi.
Dünden beri hiçbir ÅŸey yemedim kendim dahi.)
Peygamber efendimiz buyurdu: (İyi ama,
Zevcen çağırmadı mı ÅŸimdi bizi taama?)
Babam içeri geçip, sordu bunu annemden.
Gelip, Resulullaha arz etti ÅŸöyle hemen:
(Hanımımın eline, biraz un geçivermiÅŸ.
Biraz da süt bularak, hamur edip piÅŸirmiÅŸ.)
Babam böyle deyince, o zaman Efendimiz,
Buyurdu: (O yemeği yanıma getiriniz.)
Getirdik, ellerini koydu kabın üstüne.
Sonra, bereket için bir dua etti yine.
Tam yetmiÅŸ kiÅŸi idi, hepsi yiyip doydular.
Yemekte bir azalma olmadı zerre kadar.
Yine Peygamberimiz, sahabe-i kiramdan,
Enes bin Malik için dua etti bir zaman.
Buyurdu ki: (Ya Rabbi, çoÄŸalt bunun malını.
Ömrünü uzun edip, affet günahlarını.)
Bu dua sebebiyle, Enes hazretlerinin,
ÇoÄŸaldı malı mülkü ve gayet oldu zengin.
AÄŸaçları, baÄŸları, meyve verdi her sene.
Çok çocuk ihsan etti Rabbimiz kendisine.
Ömrünün sonlarında, yüz oldu yaşı dahi.
Rabbine yalvararak, dedi ki: (Ya ilahi!
Habibinin, hakkımda ettiÄŸi üç duadan,
İkisi kabul oldu, hamdolsun sana her an.
Geriye üçüncüsü, son dua kaldı ancak.
Yani günahlarımın affı nasıl olacak?)
O esnada, gaibden duyuldu ÅŸöyle bir ses:
(Onu da kabul ettik, sen üzülme ya Enes!) |