Ana Sayfa >  Eshâb-ı Kirâm > Muradım ÅŸehidliktir
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Muradım şehidliktir

Lityanoğullarının hilesine uğrayan,
Sahabeden sekizi, ÅŸehid oldular o an.

Hubeyb bin Adiy ile, bir de Zeyd bin Desinne,
İkisi esir düÅŸtü müÅŸriklerin eline.

Resulullah, onları, dini öÄŸretmek için,
LityanoÄŸullarına göndermiÅŸti ve lakin,

İhanet eylediler kâfirler pusu kurup.
Saldırdılar bunlara, kalabalık bir gurup.

İkiyüz kiÅŸi olup, hepsi okçu idiler.
Müminlere seslenip, (Teslim olun!) dediler.

On sahabi dedi ki: (Hiç teslim olmayız biz.
Gelin de dövüÅŸelim varsa cesaretiniz.)

Aslan gibi dövüÅŸüp, ÅŸehid oldu sekizi.
Nihayet esir düÅŸtü geri kalan ikisi.

Mekke’ye götürdüler bunları o hainler.
Çok sevindi bu iÅŸe, Mekke’deki kâfirler.

İntikam hırsı ile, yanıyorlardı zira.
Hepsi diÅŸ biliyordu bütün Müslümanlara.

Bedir ile Uhud’da, yakın akrabaları,
Ölenler, fırsat bilip satın aldı onları.

Maksat, bu ikisini öldürüp bir an önce,
O intikamlarını almak idi böylece.

Lakin haram aylarda bulunuyorlardı tam.
O aylarda savaÅŸmaz, öldürmezlerdi adam.

Bekleyip, haram aylar tamamen geçsin diye.
Hapsettiler onları, ayrı birer hücreye.

Nihayet günler geçti ve çıktı haram aylar.
O iki sahabiyi hücrelerden aldılar.

Ve iki darağacı kurdular bir meydanda.
MüÅŸrikler, seyir için toplandılar o anda.

Hubeyb’i asarlarken, dedi ki: (Durun biraz.
Önce eda edeyim iki rekat bir namaz.)

Daha sonra bağlayıp, onu darağacına,
Dediler: (Dön dininden, kıyma tatlı canına.)

Buyurdu ki: (Vallahi asla dönmem dinimden.
Dünyayı verseniz de, vazgeçmem bu fikrimden.)

Dediler ki: (Ey Hubeyb, cevap ver ÅŸu suale.
Seni, Peygamberiniz sokmadı mı bu hale?

Åžimdi senin yerinde, O olsa idi eÄŸer,
Daha iyi olurdu deÄŸil mi, bir cevap ver.

EÄŸer ki evet dersen, ölümden kurtulursun.
Ve ÅŸimdi eve gider, rahatça oturursun.)

Buyurdu: (Ben, değil ki Onun asılmasını,
İstemem ayağına bir diken batmasını.

Razı olmam zerrece bir zarar gelsin Ona.
Yüzbin canım olsa da, feda olsun yoluna.

Korkmam Onun uÄŸrunda iÅŸkenceden, ölümden.
Muradım ÅŸehidliktir zira can-ü gönülden.)


Bana selam getirdi

Hubeyb, darağacında sıkı bağlanmış iken,
Gözlerini kapayıp, ÅŸöyle dedi içinden:

(Benden selam ulaÅŸtır ya Rabbi Resulüne.
Bana bu yapılanı, göster Onun gözüne.)

O böyle dediÄŸinde, o sıra Fahr-i cihan,
Eshabiyle bir yerde oturuyordu o an.

Zeyd bin Harise der ki: Resulullah ile biz,
Eshaptan birkaç kiÅŸi, oturuyorduk sessiz.

Bir ara, sanki biri selam verdi gaibden.
(Aleyküm selam!) dedi Resulullah aniden.

Lakin biz göremedik selam veren kiÅŸiyi.
Hemen Resulullahtan sual ettik bu iÅŸi.

Buyurdu ki: (Cebrail, biraz önce Mekke’den,
Bana selam getirdi kardeÅŸimiz Hubeyb’den.)

O ara bağırdı ki, kâfirlerden birisi,
(İşte bu öldürmüÅŸtür baba ve annenizi.

Onların öclerini varsa almak isteyen,
Fırlatsın mızrağını üstüne bunun hemen.)

O öyle bağırınca, bir anda birçok mızrak,
Hubeyb’in vücuduna saplandılar uçarak.

Yüzü, baÅŸka tarafa doÄŸru çevrili iken,
Hemen kendi kendine Kâbe’ye döndü birden.

Saplanınca mızraklar ard arda bedenine,
Halini, zerre kadar deÄŸiÅŸtirmedi yine.

Diyordu: (Bütün bunlar, Allah içindir ki hep,
Bu yüzden gam ve elem çekmeye yoktur sebep.)

Sonra bir nazar edip, kâfirlere aniden,
Dedi ki: (Ya ilahi, kahreyle bunları sen!)

Onlar bu bedduayı iÅŸitince Hubeyb’den,
Korkarak, herbirisi kaçıştılar o yerden.

Vücudundan sel gibi akarken kanları hep,
(La ilahe illallah) diyordu yalnız Hubeyb.

Vererek bu ÅŸekilde en son nefeslerini,
İçti masum olarak ÅŸehadet ÅŸerbetini.

Kırk gün, daraÄŸacında cesedi kaldı, lakin,
Kokmadı, çürümedi taze kan aktı her gün.

Emretti Resulullah Mikdad ile Zübeyr’e:
(Onun cenazesini alın da gelin!) diye.

Bu aslanlar, Mekke’ye girdiler geceleyin.
Cesedini oradan indirdiler Hubeyb’in.

Deveye yükleyerek, Medine’ye dönerken,
MüÅŸrikler, önlerini kestiler gelip birden.

Onlar da, cenazeyi yere koyup o ara,
Mukabele ettiler o karşı koyanlara.

Onlar, kâfirler ile mücadele ederken,
Yer yarılıp, cesedi içine aldı hemen.

Hazret-i Mikdad ile Zübeyr bunu gördüler.
Gönül rahatlığıyle Medine’ye döndüler.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Güncelleme Tarihi
6.11.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanlarýn istifadesi için hazýrlanmýþtýr. Orjinaline sadýk kalmak þartýyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediði gibi alýp istifade edebilir.

Hosted by Ýhlas Net
Ziyaretçi Sayýsý