O Server, Medine'de asayiÅŸi saÄŸlamak,
Ve düÅŸmanın halini tahkik edip anlamak,
Maksat ve gayesiyle seriyyeler emretti.
Yani küçük askeri birlikler tertib etti.
MüÅŸrikleri, ticari ve iktisadi yönden,
Zayıflatmak için de, bir tedbir aldı hemen.
Bunun için Suriye dış ticaret yolunu,
Kesmek için, gönderdi bir seriyye kolunu.
Otuz kadar eshaba, emir verdi o ara.
Ve Hazret-i Hamza’yı baÅŸkan yaptı onlara.
Buyurdu ki: (Kork yalnız Allahü teâlâdan.
Ve emrin altındaki erlere iyi davran.
Yalnız Allah yolunda bu gazaya çıkınız.
Allah’ı tanımayan küffârla çarpışınız.)
Yine Uhud harbinde, müÅŸriklerden iki er,
Müminler tarafından hemen öldürüldüler.
Biri de seslenerek Müslümanlardan yana,
Kendine çok güvenip, er istedi meydana.
Halbuki biraz önce, kendisine güvenen,
İki müÅŸrik, anında öldürülmüÅŸtü hemen.
Zübeyr bin Avvam ile, Allah aslanı Ali,
Henüz öldürmüÅŸlerdi maÄŸrur iki kâfiri.
Bu da, gururlanarak yine er isteyince,
Hazret-i Hamza çıktı karşısına hemence.
Kaldırdı kılıcını, hiç fırsat vermeyerek.
Sonra, öyle çaldı ki ona (Allah!) diyerek,
GiydiÄŸi o çelik zırh, tam ikiye bölündü.
Sancak yere düÅŸerken, kâfir de düÅŸüp öldü.
Bu, üçüncü müÅŸrikti anında öldürülen.
Dördüncüsü yürüdü meydana sonra hemen.
Yine Uhud savaşı kızışmıştı iyice.
Çarpışırdı taraflar olanca güçleriyle.
Lakin kalabalıktı küfr ordusu o vakit.
En az dört müÅŸrik ile çarpıştı her mücahid.
O gün Hazret-i Hamza, tekbirler getirerek,
Saldırırdı düÅŸmana beyitler söyleyerek:
(Ben, harplerde Allah’ın aslanıyım!) diyordu.
Önüne çıkanları, vurup deviriyordu
Safvan ibni Ümeyye, onu gördü bir ara.
Ve sordu (O kim?) diye yanında olanlara.
MüÅŸrikler dediler ki: (O dediÄŸin, Hamza'dır.
Her iki elinde de bir kılıçla savaşır.)
Safvan, hayret içinde dedi: (Ben, bugüne dek,
Görmedim onun gibi bir savaÅŸçı, gözü pek.)
|