Hazret-i Ebu Bekir, göçünce bu dünyadan,
Üzüntüye gark oldu, cümle Eshab o zaman.
Resulün vefatında olduÄŸu gibi, yine,
AÄŸlama sesleriyle doldu bütün Medine.
Bu haber eriÅŸince Aliyyül Mürteza’ya,
(İnna lillah...) okuyup, başladı ağlamaya.
Techiz ve tekfinini, bizatihi yaparak,
Åžöyle hitab eyledi, başında aÄŸlayarak:
(Ya Eba Bekr, kavuÅŸtun sen ebedi âleme.
Lakin ayrılığınla, gark olduk biz eleme.
Sendin Resulullahın, en yakın arkadaşı.
Sendin Onun munisi, müÅŸaviri, sırdaşı.
Sen oldun o Resulü ilk defa tasdik eden.
Sen oldun ilk Müslüman olmakla ÅŸereflenen.
Herkesin imanından, kuvvetliydi imanın.
Sendin Resulullaha, herkesten daha yakın.
Resulullah, sana çok ÅŸefkatli davranırdı.
Hepimizden daha çok, seni aziz tutardı.
Hepimizin içinde, en fazla sen cömerttin.
Yaptığın hayırlarla, herkesten öne geçtin.
Her kimin derdi olsa, yetişirdin anında.
Hicrette sen bulundun Peygamberin yanında.
İyilik ve ahlakta ve vücut biçiminde,
Ona, en çok benzeyen, sendin Eshab içinde.
Söylerken herkes onun yalancı olduÄŸunu,
Aslan gibi çıkarak, sen tasdik ettin onu.
Herkes kötü söylerken Allah’ın Habibine,
Sen ferahlatıyordun kalbini Onun yine.
Herkes yalanlıyorken hem onun miracını,
Yine sen tasdik edip, aldın (Sıddık) adını.
Öyle yakın idin ki Allah’ın Resulüne,
Seni teÅŸbih ederdi, kulağıyla gözüne.
Herkes, Resulullaha ederken muhalefet,
Sen, mübarek kalbine verirdin yine kuvvet.
Bir arzusu olsaydı, gelirdi önce sana.
Hep sen çare bulurdun, cümle sıkıntısına.
Dinin ağır yükünü, çekmekten biz acizken,
Hepimizin yerine, bu yükü taşıdın sen.
Bil ki, çok acı oldu vefatın yeryüzünde.
Åžefaat bekliyoruz, senden mahÅŸer gününde.
Resulün vefatından sonra, hiçbir sahabi,
Görmedi böyle acı, senin vefatın gibi.
KavuÅŸtuÄŸun nimetler, sana afiyet olsun.
Rabbimiz, bizi senin yolunda bulundursun.)
Bu sözleri söylerken Allah aslanı Ali,
AÄŸlayarak dinledi, onu cümle sahabi.
Konuşması bitince, hepsi tasdik ettiler.
(Ya Ali, dediklerin, hepsi doÄŸru) dediler.
|