Hazret-i Ali için, güneÅŸi, Hak teâlâ,
Geriye çevirmiÅŸtir, batmadan iki defa.
Birisi, Resulullah bulunurken evinde,
Hazret-i Ali dahi, var idi hizmetinde.
O esnada Resule, gökten indi Cebrail,
Hak teâlâ katından, bir âyet oldu nazil.
Resulullah, başını, vahyin ağırlığından,
Aliyyül Mürteza’nın, dizine koydu o an.
GüneÅŸ batmak üzere idi ki, o arada,
Başını, o vakte dek kaldıramadı hatta.
Hem rahatsız olmasın diye Peygamberimiz,
Hazret-i Ali dahi, oturdu hareketsiz.
İkindi namazını, kılmamış idi hatta.
Öylece, ima ile namazı etti eda.
Peygamber-i ziÅŸânın, geçer geçmez o hali,
Sordu: (Kılabildin mi ikindiyi ya Ali?)
Resulün sualine, o da cevap olarak,
Dedi ki: (İma ile kılmıştım oturarak.)
O zaman Resulullah, güneÅŸe, bir iÅŸaret,
Edince, durdu güneÅŸ, etmedi hiç hareket.
Kıldı hazret-i Ali namazı tekrar yine,
Bitince, devam etti güneÅŸ hareketine.
Yine hazret-i Ali, bir kısım eshab ile,
Bir iÅŸ için, birlikte, giderlerken Babil'e,
Yolda, Fırat nehrini geçerlerken nihayet,
İkindi namazının, daraldı vakti gayet.
Yine de bu namazı kılmıştı ekserisi.
Lakin kılamamıştı, onlardan bir ikisi.
Ali bin ebi Talip, dua etti Rabbine.
GüneÅŸ, tam batacakken, yerinde durdu yine.
Tâ ki namazlarını bitirinceye kadar,
GüneÅŸ, Hakkın izniyle durdu ve kıldı karar.
İşte hazret-i Ali, böyle bir evliyadır.
Kalblere tesir eden, nasihatleri vardır.
Buyurdu ki: (Yalnızca, müminler beni sever.
Ve yine bana yalnız, münafıklar buÄŸzeder.
Kul, yalnız ümidini baÄŸlamalı Rabbine.
Ve yalnız günahından, korkmalı insan yine.)
Sordular ki: (Allah’ı, en iyi bilen kimdir?)
Buyurdu: (Onu en çok tazim eden kiÅŸidir.)
Bir gün de buyurdu ki: (Sizin hakkınızda ben,
Ancak ÅŸu hususlarda, korkuyorum esasen:
Birisi, nefsinizin hevasına uymaktır.
Öbürü tul-i emel, dünyaya baÄŸlanmaktır.
Birincisi alıkor kulu iyi amelden,
Öbürü, ahireti unutturur tamamen.) |