Kuvvetlendirmek için Nuh nebinin dinini,
Gönderdi Âd kavmine, Allah bu nebisini.
Hûd’un lügat manası, yumuÅŸaklık demektir.
Sakinlik, sulh ve sükun manasına da gelir.
Hûd Nebi, Âd kavminin yaÅŸadığı yer olan,
Ahkaf denen bölgede, yaÅŸadı uzun zaman.
Ve babası Abdullah, görmüÅŸtü ki bir rüya,
Sırtından nur ÅŸulesi yükseliyor havaya.
Sonra da, kendisine denildi ki gaibten:
(Ey Abdullah, haydi kalk, amca kızınla evlen!)
Uyanıp, amcasına gidiverdi aynı gün.
Kızını istedi ve evlenip yaptı düÄŸün.
Bu iki mümtaz ÅŸahsın evlenmeleri ile,
Dünya nura kavuÅŸtu, nihayet Hûd nebiyle.
Hamile olduÄŸunda, annesi bu oÄŸluna,
Canlı cansız her nesne, müjdeler verdi ona.
O sabah kalktığında, yeÅŸermiÅŸti aÄŸaçlar.
Her yere, birden bire, gelmiÅŸti sanki bahar.
AÄŸaçlarda, her çeÅŸit meyveler oldu hasıl.
O diyar, bir bolluğa kavuşmuştu velhasıl.
O gece, Âd kavminden herkes duydu ÅŸu sesi:
(Ey insanlar, yakındır Hûd'un teÅŸrif etmesi.
Ona iman etmekte, tereddüt etmeyiniz.
Helake uğrarsınız aksi halde hepiniz.)
Nihayet tamam oldu hamilelik müddeti.
Ve bir Cuma gecesi, dünyaya teÅŸrif etti.
O beldede yaşıyan insanları, aniden,
Korku ile karışık, titreme aldı birden.
Önce anlamadılar bunun ne olduÄŸunu.
Sonra, Hûd peygamberin, duydular doÄŸduÄŸunu.
Hemen birbirlerine verdiler ki bir haber:
(Büyüyünce, bu olur herhalde bir Peygamber.
Zira onun halleri, çok farklı her insandan.
Dikkatli olmalıyız, ona karşı her zaman.)
Onun, ana rahmine düÅŸtüÄŸü günden beri,
Görülürdü her zaman fevkalade halleri.
Herkesten farklı idi yine çocukluÄŸunda.
Seçkin insanlardı hep, nesebi ve soyu da.
Devrin insanlarının, en güzel yüzlüsüydü.
Akıl bakımından da, yine en üstünüydü.
Namaz kılıyordu ki, bir gün kendi kendine,
Annesi, merak ile sordu ki: (OÄŸlum bu ne?
Sen bu ibadetini, kim için yapıyorsun?
Kime kulluk ediyor, kime yalvarıyorsun?)
Dedi ki: (Seni, beni, her mahluku halkeden,
Allahü teâlâya, ibadet ederim ben.)
Annesi hayret edip, dedi ki: (Her insanın,
Taptığı şu putlara, ibadet yapmaz mısın?)
Dedi ki: (AnneciÄŸim, o put dediÄŸin ÅŸeyler,
Kimseye, ne bir fayda, ne zarar veremezler.
Bu putlar cansız olup, ya taştır, ya da tahta.
Bunlar layık olur mu, ibadet ve taata?
İbadete müstehak, bir tane ilah vardır.
O, her ÅŸeyi yaratan, Allahü teâlâdır.)
|