Server-i kâinat’a gelince peygamberlik,
Hatice validemiz iman etti Ona ilk.
Resulün tebliÄŸine, hiç tereddüt etmeden,
(Peki!) deyip, imanla ÅŸereflendi ilk hemen.
Abdest almasını da, öÄŸrenip Ondan bizzat,
Sonra namaz kıldılar, birlikte iki rekat.
Hatice validemiz, Resulün her emrine,
(Peki!) deyip, severek getirirdi yerine.
Kâfirler alay edip, üzseydi Peygamberi,
Onun tesellisiyle, rahatlardı kalbleri.
Derdi: (Ya Resulallah, üzülmesin hiç kalbin.
İtaat edecektir sonunda sana kavmin.)
Ondan sonra, Resule önce iman eden zat,
Arkadaşı, hazret-i Ebu Bekir’dir bizzat.
O, bir rüya görmüÅŸtü, yirmi sene önce tam.
Gökten dolunay inip, parçalandı tamamen.
Ve düÅŸtü her parçası bir evin üzerine.
Sonra hepsi birleÅŸip, yükseldi göÄŸe yine.
O sabah, heyecanla uyanıp çıktı evden.
Bir yahudi âlime anlattı bunu hemen.
O dedi: (Bu, karışık rüyadır, tabir olmaz.)
Bu sefer Bahira’ya gitti ve eyledi arz.
O dedi ki: (KureyÅŸ’ten, bir Peygamber çıkacak.
Onun hidayet nuru, her yere yayılacak.
Sen, Onun hayatında olacaksın veziri.
Vefatından sonra da, olursun halifesi.)
Çok hayrette kalarak onun bu tabirine,
Yirmi sene, bunu hiç anlatmadı birine.
Vakta ki Resulullah tebliÄŸ etti dinini,
Hatırladı hemen o rahibin dediğini.
KoÅŸup geldi Resulün huzuruna anında,
Dedi: (Bir ÅŸey iÅŸittim, bugün senin hakkında.
Peygamber olduÄŸunu, KureyÅŸ’e der imiÅŸsin,
Bu yüzden koÅŸup geldim, bunu anlamak için.
Lakin her Peygamberin Peygamber olduÄŸuna,
Delili vardır elbet, delilin nedir buna?)
Buyurdu ki: (Delilim ÅŸudur ki bunun için:
Sen, yirmi sene önce, bir rüya görmüÅŸ idin.
Bir yahudi âlime, rüyanı eyledin arz.
O dedi: Bu, karışık rüyadır, tabir olmaz.
Ayrılıp gittin hemen ve buldun Bahira’yı.
Dedin ki: Tabir eyle gördüÄŸüm ÅŸu rüyayı.
O dedi ki: KureyÅŸten, bir Peygamber çıkacak.
Hidayetinin nuru, her yere yayılacak.
Sen, onun tabirine pek çok hayret eyledin.
Ve bunu, yirmi yıldır kimseye söylemedin.)
Hazret-i Ebu Bekir, sevindi buna gayet.
Hemen can-ü gönülden getirdi bir ÅŸehadet.
Dedi: (Ya Resulallah, ÅŸehadet ederim ki,
Sen, Allah tarafından Resulsün elbette ki.
Senin Peygamberliğin elbet haktır, doğrudur.
Nübüvvetinin nuru, bu cihanı doldurur.)
Böylelikle İslam’da, yetiÅŸkin kimselerden,
İlk imana gelmekle, o oldu şereflenen.
|