Sevgili oğulları (Kasım) ile (Abdullah),
Vefat ettiklerinde, üzüldü Resulullah.
Onların vefatına olmuÅŸken çok muzdarip,
Peşinden, hastalandı amcası (Ebu Talip).
Bunu duyan KureyÅŸli müÅŸrikler dediler ki:
(Ebu Talip hastaymış, ölebilir de belki.
Gerçi o, Muhammed’i himayede çok gayret,
Ettiyse de, biz yine eyleyelim ziyaret.
Zira Arabistan’da, insanlar grup grup,
İmana geliyorlar, İslamiyet’i duyup.
Hamza gibi, bir dengi ve emsali olmayan,
Ve yine Ömer gibi, çok güçlü bir pehlivan,
Muhammed’e uyarak, Müslüman oldular hep.
İslam kuvvetleniyor her tarafta ruz-ü ÅŸeb.
Müminlerin sayısı, gün be gün çoÄŸalıyor.
Ve onların sesleri, bir âlemi tutuyor.
Bu vaziyete göre, ya biz Ona uyarız,
Yahut da, gerekecek cenge hazırlanmamız.
Gidip Ebu Talib’e edelim de bunu arz.
O bulsun aramızı, yoksa bu, böyle olmaz.
Taarruz etmeyelim bizler Onun dinine.
O dahi saldırmasın badema bizimkine.)
Böylece konuÅŸarak müÅŸriklerden bir grup,
Gelip, Ebu Talib’in yastığına oturup,
Dediler: (Biliyoruz senin büyüklüÄŸünü.
Ve kabul ediyoruz mutlak üstünlüÄŸünü.
Korkarız senden sonra, bizim ile Muhammed,
Uğraşır da, arada devam eder husumet.
Geldik, barıştırasın, bizi birbirimizle,
Ve artık uğraşmasın Muhammed dinimizle.)
Ebu Talip, Resulü davet edip yanına,
KureyÅŸ’in teklifini, arz etti aynen Ona.
Resulullah buyurdu: (Ey KureyÅŸ, eÄŸer ki siz,
Bana, bir tek kelime söyleyiverirseniz,
Siz hakim olursunuz Arab’a bu diyarda.
Size boyun eÄŸerler, Arab olmayanlar da.)
Ebu Cehil dedi ki: (O kelime ne ise,
On mislini söyleriz, yeter ki bildir bize.)
Buyurdu: (La ilahe illallah söyleyiniz.
Ve bir de taptığınız putları terk ediniz.)
MüÅŸrikler, (Bunu kabul edemeyiz) diyerek,
Bir hışımla kalkarak, ettiler o yeri terk.
Ebu Talip dedi ki: (Onlardan istediÄŸin,
Gayet yerinde idi, doÄŸruyu söylediydin.)
Resul, Ebu Talib’in söylediÄŸi bu sözden,
Ümitlenip ve ona buyurdular ki hemen:
(La ilahe illallah de bir defa ey amca!
Ki, şefaat edeyim, ahirete varınca.)
Dedi: (Onu söylersem, benim için der ki halk:
Ölümden korkusundan iman etti muhakkak.
Beni, böyle diyerek ayıplamalarından,
Korkuyorum) dedi ve mahrum oldu imandan.
ÖleceÄŸi sırada bir ÅŸeyler dedi, fakat,
(İşitmedim!) buyurdu onu Fahr-i kâinat.
|