Hazret-i Fatıma’yı, ona, Fahr-i kâinat,
Dörtyüz akçe mehr ile teklif eyledi, fakat.
Fatıma hazretleri başladı ağlamaya.
Dedi: (Razı değilim bu mehirle nikaha.)
Hak teâlâ katından Cibril gelip dedi ki:
Ey Allah’ın Habibi, Rabbimiz emretti ki:
(Razı olmadı ise Fatıma bu mehrine,
Arttırıp, dörtbin akçe teklif edin kendine.)
Gelip teklif ettiler kendisine bu mehri.
Yine kabul etmedi Fatıma hazretleri.
Geldi Cibril dedi ki: Emrediyor Rabbimiz:
(Yine razı deÄŸilse, dörtbin altın veriniz.)
Gelip, dörtbin altını teklif ettiler, fakat,
O, bu altınlara da etmedi hiç iltifat.
Dedi ki: (Mehir için, benim arzum bu deÄŸil.)
O anda gökyüzünden geldi yine Cebrail.
Dedi: Ya Resulallah, emretti Hak teâlâ:
(Bizzat gidip sorunuz, ne istiyor pekala?)
Vardı hemen yanına, temiz kerimesinin,
Buyurdu ki: (Ey kızım, nedir ki arzun senin?)
Dedi ki: (Babacığım, kızların mehirleri,
Altın ile gümüÅŸten olmaktadır ekseri.
Ben, Allah Resulünün madem kerimesiyim.
Benim mehrim, onlardan farklı olsun isterim.)
Fahr-i âlem sordu ki: (Ey kızım, öyle ise,
Nasıl mehir istersin, muradın söyle bize.)
Dedi ki: (Babacığım, kıyamet gününde, sen,
Kaç günahkâr mümine ÅŸefaat edeceksen,
Ben de, hanımlarına şefaat eyleyeyim.
Benim mehrim bu olsun, dünyalığı nideyim?)
Resulullah, kızından duyunca o gün bunu,
Bildirdi Cebrail’e bu yüksek arzusunu.
Cibril gelip dedi ki: (Arz ettim Rabbimize.
Kabul edip, gönderdi beni hazretinize.)
Bu sefer de Fatıma, arz etti: (Babacığım!
Bir isteğim daha var, onu da ister canım.
Sizin, mahÅŸer gününde ÅŸefaat eylemeniz,
Âyet-i kerimeyle sabittir hiç ÅŸüphesiz.
Lakin benim, mahÅŸerde etmem için ÅŸefaat,
Yoktur ÅŸimdi elimde bir vesika, bir berat.)
Buyurdu ki: (Ey kızım, Rabbime arzedeyim.
Ne ferman buyurursa, sana haber vereyim.)
Cebrail, bunu dahi arz ederek Allah’a,
Bir Cennet ipeÄŸiyle geldi Resulullaha.
Arasında bir beyaz kağıt vardı Cennetten.
Üzeride, ÅŸu yazı yazılmıştı kudretten:
(Fatımat-üz Zehra’nın isteÄŸi üzerine,
Bu yazılı vesika, verildi kendisine.
MahÅŸer günü, günahkâr hanımlara ÅŸefaat,
EdeceÄŸine dair, verilmiÅŸtir bu berat.)
Resulullah, alarak bu beratı eline,
Getirip teslim etti temiz kerimesine.
Nihayet beratı da alınca pederinden,
Buyurdu: (Bu nikaha razı oldum şimdi ben.)
|