Geldi karşı karşıya Uhud’da iki ordu.
Her biri, diÄŸerini tam görebiliyordu.
Ayneyn adlı bir tepe var idi ki sol yanda,
Tepede, dar bir geçit vardı aynı zamanda.
Resulullah, gösterip daÄŸda o gedik yeri,
Ayırdı okçulardan, o yere elli eri.
Abdullah bin Cübeyr’i, emir tayin ederek,
Gönderdi o gediÄŸe ehemmiyet vererek.
Okçular, Abdullah bin Cübeyr ile birlikte,
Giderek, yerlerini aldılar o gedikte.
Resulullah da gidip, verdi ÅŸu kesin emri:
(Benden emir gelmeden, terk etmeyin bu yeri.
Her ne olursa olsun, yerinizde durunuz,
Bu gedikten gelecek düÅŸmanı durdurunuz.
Harpte galip gelsek de, ben emir vermedikçe,
Ayrılmayın, ben size haber göndermedikçe.
DüÅŸman bizi öldürse, siz de bunu görseniz,
Ayrılıp, yine bize yardıma gelmeyiniz.
Kuşlar, cesedimizi kapışsa da sonradan,
Gelmeyin yanımıza, benden emir almadan.
Yahut bizim, düÅŸmana galip geldiÄŸimizi,
Ve onları çiÄŸneyip, hatta ezdiÄŸimizi,
Görseniz de, bu yerden yine ayrılmayınız.
Yani her halükârda yerinizde kalınız.
Bu gedikten gelirse düÅŸman süvarileri,
Ok atarak, geriye püskürtün gelenleri.
Atılan oka doÄŸru, gelemez süvariler.
Bu yeri emniyete alırsak, bize yeter.)
Sonra da buyurdu ki: (Ya Rabbi, ben ÅŸu vakit,
Bunları dediğime, tutarım seni şahit.)
Mühim olduÄŸu için, Allah’ın Peygamberi,
Onlara, tam üç defa tekrar etti bu emri.
Allah’ın Sevgilisi, daha sonra o yerden,
Ayrılarak, ordunun başına geçti hemen.
Ordular, karşılıklı gelmiş duruyorlardı.
Lakin güç bakımından, çok dengesizlik vardı.
Zira küfür ordusu, sayı, silah, teçhizat,
Yönüyle, müminlerden güçlü idi kat be kat.
Hatta küfür ordusu, o gün Müslümanlardan,
Dört mislinden ziyade kuvvetliydi o zaman.
Kâfirler tarafında, çok gürültüler vardı.
Kuvvetlerine bakıp, kibirleniyorlardı.
İntikam hırsı ile, gözü dönen kadınlar,
Def, dümbelek çalarak, ÅŸarkılar söylüyorlar,
Erkekleri, savaşa teşvik ediyorlardı.
Ayrıca putlarından, yardım istiyorlardı.
Mücahidlerde ise, çıkmıyordu fazla ses.
Dualar ediyordu Rabbine hemen herkes.
Dinin korunması ve yayılması için hep,
Allah’ın yardımını ediyorlardı talep.
Peygamber efendimiz, seslenip o arada,
Teşvik buyuruyordu Eshabı bu cihada.
Mücahidler, yek vücut ve yek kalb olmuÅŸlardı.
Her birisi bu yola, can ve baş koymuşlardı.
|