Übey bin Halef adlı bir müÅŸrik var idi ki,
Atını, o Servere doÄŸru sürdü o ÅŸaki.
Dedi ki: (O peygamber olduÄŸunu söyleyen,
Kim ise, çarpışmaya karşıma çıksın hemen.)
MüÅŸrikin bu sözünü, duydu Eshab-ı kiram,
Birisi, ona doÄŸru yürüyor idi ki tam,
Müsaade buyurmadı o Server ona fakat,
Kâfirin karşısına, kendisi çıktı bizzat.
O an Übey alçağı, atını mahmuzlayıp,
Resulün üzerine yürüdü nara atıp.
Dedi ki: (Ya Muhammed, sen kurtulursan eÄŸer,
Bana nasib olmasın sağ kurtulmak bu sefer.)
BaÅŸtan ayaÄŸa kadar bürünmüÅŸtü zırhlara.
Resulullaha doÄŸru hücum etti o ara.
Peygamber efendimiz, mızrağını alarak,
Kâfiri niÅŸan alıp, attı ani olarak.
Mızrak uçup, kâfirin tam boynuna saplandı.
Sığır gibi böÄŸürüp, atından yuvarlandı.
Kaburga kemikleri kırıldı bu sebepten.
MüÅŸrikler onu alıp, götürdüler o yerden.
Yolda, (Muhammed beni öldürdü!) diye diye,
Can verip, yuvarlandı azab-ı ebediye.
Peygamber efendimiz, Eshabiyle o saat,
Uhud kayalığına çıkmayı etti murat.
Lakin çıkamadılar, zira çok yorulmuÅŸtu.
Vücuduna, yetmiÅŸten çok kılıç vurulmuÅŸtu.
Giydiği iki zırh da, ağırlaşmıştı kat kat.
Bu yüzden tırmanmaya, bulmadı güç ve takat.
Talha bin Ubeydullah, Onu sırtına alıp,
Çıkardı kayalığa, kuvvetini toplayıp.
O Server, yorgunluktan, öÄŸle namazını da,
Oturdukları yerde etmiÅŸti o gün eda.
Gelip İbni Beltea, Allah’ın Resulünü,
Yaralı halde görüp, çok üzüldü o günü.
Dedi: (Ya Resulallah, fedadır canım sana.
Kim yaptı sana bunu, haber ver lütfen bana.)
O Server buyurdu ki: (Utbe bin Ebi Vakkas,
Taş ile bana vurup, dişimi kırdı esas.)
Nereye gittiÄŸini sual etti Resulden.
O Server, iÅŸaretle gösterdi onu hemen.
Hatip ibni Beltea, (Peki) deyip bu defa,
Kılıcını sıyırıp, koşturdu o tarafa.
Ve araya araya Utbe’yi buldu o an.
Bir kılıçla, başını ayırdı vücudundan.
Sonra, kesik başını alarak geldi yine,
Koydu Resulullahın ayakları dibine.
Dedi: (Ya Resulallah, bu, Utbe'nin başıdır.
Size eza edenin cezası işte budur.)
Peygamber efendimiz, buna çok sevindiler.
Ve (Allah razı olsun) diye dua ettiler.
MüÅŸrikler, Sahabe-i kiramın karşısında,
Yine yenilmişlerdi bu Uhud savaşında.
YetmiÅŸ ölü vererek, meydanı terk ettiler.
Yine Mekke’ye doÄŸru, kaçıp geri gittiler.
|