Resulullah buyurdu: (Ey Eshabım, Rabbimiz,
Bize yardım ve fetih verecek, sevininiz.)
Gerçi onbin kiÅŸiydi o gün küfür ordusu.
Lakin yoktu Eshabın, onlardan bir korkusu.
Zira bundan önce de, Bedir, Uhud harbine,
Katılıp, o küffârla savaÅŸmışlardı yine.
Hatta o harplerde de, kâfirler müminlerden,
Sayı ve silahça da, kat kat kuvvetlilerken,
Peygamber-i ziÅŸânın sığınıp himmetine,
Onları, hezimete uğratmışlardı yine.
Madem ki Resulullah başlarındaydı artık,
Yapamayacakları yoktu bir fedakârlık.
Åžiddetli kış ve soÄŸuk, kıtlık ve açlık vardı.
Hepsi, karınlarına bir taş bağlamışlardı.
DüÅŸman, karşılarında kaynıyordu kum gibi.
Lakin dert etmiyordu bunu hiçbir sahabi.
Onların tek gayesi, hizmet idi bu dine.
Ve bu yolda, varmaktı şehidlik nimetine.
Velhasıl baÅŸkanları, toplanarak KureyÅŸ’in,
Uygun yer aradılar, hendeÄŸi aÅŸmak için.
Bazı yerler, acele kazıldığı cihetle,
Sığ ve dar olmuş idi, sair yere nisbetle.
MüÅŸriklerden beÅŸ kiÅŸi, ortaya çıktı birden.
Geçmeyi baÅŸardılar, hendeÄŸin dar yerinden.
Onların arasında, bir pehlivan vardı ki,
Adı, (Amr bin Abd) olup, pek çok idi kuvveti.
Hazret-i Ömer dahi, der ki: Biz, bir kervanda,
Ticarete gitmiştik, (Amr) da vardı o anda.
Çok mallar satın alıp, yurdumuza dönerken,
Haydutlar, yolumuzu kesiverdi aniden.
Çok kalabalık olup, sardılar hepsi bizi.
Artık biz, canımızdan kestik ümidimizi.
Lakin Amr, kılıç çekip, hücuma geçti hemen.
Onlar, Amr'ı görünce, kaçıştılar o yerden.
Bu Amr, Bedir cenginde, yaralanıp kaçmıştı.
Uhud'da özrü olup, harbe katılmamıştı.
Bedrin intikamını almak düÅŸüncesiyle,
Geldi hendek harbine o iri cüssesiyle.
Ve ÅŸöyle seslendi ki, mücahidlere karşı:
(Var mı gözüne alan, benim ile savaşı?)
BaÅŸtan ayaÄŸa kadar, bürünmüÅŸtü zırhlara.
O an hazret-i Ali geldi Resulullaha.
Bu Amr’ın karşısına, çıkıp savaÅŸmak için,
Peygamber-i ziÅŸândan istedi ruhsat, izin.
O anda, üzerinde yok idi zırhı bile.
Eshab, ona baktılar büyük bir gıbta ile.
Resul, kendi zırhını giydirdi ona bizzat.
Sarığını çıkarıp, ona sardı o saat.
Ve kendi kılıcını, çıkararak belinden,
Allah’ın arslanına kuÅŸattı kendi hemen.
Ve dua eyledi ki Allahü teâlâya:
(Ya Rabbi, sen yardım et Aliyyül Mürteza’ya.)
Resulün bu duası bitince, mücahidler,
Her biri, bir ağızdan (Âmin! Âmin!) dediler.
|